Kaynak Kişi: Hidayet Ali (eski muhtar)
Derleyen: Deniz Karakurt

Sütkesiği (yerel söyleyişle Sütkesi / Сюткееси – Sütkeesi; Bulgarca: Млечино / Mleçino) köyü Bulgaristan'ın güneyinde yer alan Kırcaali ilinin Eğridere (Ardino) belediyesine bağlıdır. Rodop Dağları’nın eteklerinde kurulmuştur.

Köyün yakınlarında Almalı (Yabılkovets), Çorbacılar (Bogatino), Alkaya (Çervena Skala), Solaklar (Levtsi), Tosçalı (Gornoprahovo) ve İskra köyleri bulunur.

Köy mezarlığındaki eski mezar taşlarından anlaşıldığına göre köyün iskan tarihi 17. yüzyıla dayanmaktadır.

Köy halkı 300-350 kişi kadardır, fakat yaz günleri bu sayı ikiye katlanır, sebebi ise özellikle Türkiye ve Yunanistan’a göç etmiş olanların geçici olarak geri gelmeleridir. Ev onarımları bu dönemlerde yoğun olarak yapılmakta ve inşaat ustaları için iş çıkmaktadır. Köyün erkeklerinin pek çoğu ülke içinde değişik yerlerde inşaat ustası olarak çalışırlar. 1989 göçü ve işsizlik gibi nedenlerle nüfus ciddi oranda azalmıştır.

1934'te yayımlanan Bulgaristan devletinin Bakanlık Kararnamesi ile adı Mleçino (Mlechino) olarak değiştirilmiştir. Bulgarca bu ad Avrupa ve Slav dillerinin pek çoğunda bulunan ortak мл-/мил- (ml-/mil-) kökünden türemiş olup мляко / mlyako (süt) sözcüğü ile bağlantılı görünmektedir.

Köyün adına dair anlatılan bir rivayet vardır. Türkler ilk kez buraya göçüp yerleştiklerinde, o sırada kazanda kaynatılan süt kesilmiştir (pıhtılaşmaya benzer bir biçimde katılaşma). Bunun üzerine köy bu adla anılır olmuştur.

Derlemeci notu -1: Ayrıca rivayete konu olan sütün kesilmesi olayının sıradışı bir işaret olarak algılanmış olabileceği ve bunun üzerine yerleşme kararı verilmiş olması ihtimali de dikkate alınmalıdır. Sütkesiği halk hekimliğinde kimi zaman şifa verici bir besin olarak kabul görür. Ancak adın ortaya çıkışına dair Süt Keşiği (süt nöbeti) uygulamasının da dikkate alınması gerekir (Ş/S dönüşümü). Hayvan sayısı çok olduğunda sütün sağımı, kaynatılması ayrıca peynir ve yoğurt yapma gibi işleri göçer obasındaki çadırlarda veya köydeki evlerde yaşayan kadınlar, kızlar tek başlarına yetiştiremezler. Bu durumda komşular yardıma gelirler ve sırasıyla yardımlaşırlar. Buna “süt keşiği” (süt sırası, süt nöbeti) denmektedir. Sağılan süt sırasıyla her gün bir evde toplanır. Bu işlem bazen haftalık olarak da yapılır. Sırası gelen kişi bu toplanan sütle diğer kadınların yardımıyla yoğurt, peynir yapar ve satar. Sıra daha sonra bir başkasına geçer. Sütkesi köyünün bir hayvancılık bölgesi olduğu da göz önüne alındığında bu tür uygulamaların geçmişte yapılıyor olması muhtemeldir. Bunu doğrular nitelikteki edindiğim bir bilgi şu şekildedir. “Sütkesiği isminin nereden geldiğine dair duyduğum tek rivayet; bu köyün Osmanlı zamanında çevredeki köylerde tüm sütün ve süt ürünlerinin toplanıp satışa çıkarıldığı yer olması ile alakalıdır. “Kesik” ifadesi sanıyorum “kesişme” yani “bir araya gelme” kelimeleri ile ilintili. Bulgarlar da 1930’larda yer isimlerini Bulgarca’ya çevirirken köyün adını “Sütlü” veya “Sütten gelen” manasındaki “Mlechino” ismini kullanmışlar. “Mlech” Bulgarca dilinde süt demek. Sütkesiği’nin komşu mahallesi Solaklar’da 18-19. yüzyıllarda yaşamış Kırcaalili Emin Aga isimli ayana bağlı beyler ya da küçük ayanlar varmış. Köyün konumu Kırcaali ile Eğridere, Paşmaklı gibi büyük yerleşimlerin geçiş noktasında. O sebeple Sütkesiği’nin ürün toplama merkezi olarak kullanılmış olması muhtemel.” (Kaynak Kişi: Fatih Şenol)

Derlemeci notu -2: Verilen başka bir bilgi ise ise Süt sözcüğünün yerel ağızda aslında Söğüt sözcüğünün farklı bir söylenişi olduğu yönündedir (Söğüt/Süğüt/Süüt/Süt). Dolayısıyla Söğüt Kesiği şeklinde bir anlam ortaya çıkacaktır. Ancak bu ismin neden verilmiş olabileceğine dair bir açıklama mevcut değildir. (Kaynak Kişi: Resmiye Mümün Bozoğlu)

Köy ahalisi genellikle hayvancılıkla geçinmektedir. Hayvan sahipleri bir veya iki inek besleyerek mandıralara sütünü satmaktadırlar. Ne yazık ki köy halkının birçoğu tarım veya hayvancılık işçisi olarak kayıt altına alınmadığından devlet yardımlarından yararlanamıyorlar. Yaz günlerinde yakınlardaki ormanlardan akçaağaç yaprakları toplanmaktadır. Kurutulan yapraklar "Rodopska Krepost" kooperatifi tarafından satın alınır. Köyde yaklaşık 40 kişinin çalıştığı dikiş atölyesi vardır.

Köyde şifalı olduğu söylenen bir çeşme bulunmaktadır. Yerel inanışa göre, huş ağaçlarının köklerinden akan suyu böbrek rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Yakınlarda ise huş ormanı bulunur.


Köy içinde genellikle taş ve kerpiç evler yer almaktadır, ancak komünist rejim döneminde inşa edilmiş iki Sovyet tarzı apartman ve stilize betonarme kültür merkezi vardır. Gençler Evi binası ilginç mimarisiyle dikkat çeker. Bu binanın içinde "Lüben Karavelov" okuma odası da yer almaktadır. Şu anda kütüphanede 9binden fazla kitap bulunmaktadır.

Her yıl Temmuz ayının son Cumartesi gününde köy mevlidi okunur.

1984 yılı Aralık ayında Bulgaristan hükümeti daha önce almış olduğu karar uyarınca Bulgaristan’da yaşayan Türklerin isimlerini zorla değiştirmeye başlamıştır. 24 Aralık 1984 tarihinde Sütkesiği köyünde belediye binası önünde geniş katılımlı bir eylem gerçekleştirilmiştir. Bu gösteri Türklerin isimlerinin değiştirilmesine yönelik verdikleri ilk ciddi tepkilerden biridir. Tosçalı köyünde toplanan kalabalık da Sütkesiği köyüne gelmiştir. Bulgar güvenlik güçleri kalabalığı dağıtmak için uzun namlulu silahlarla çevredeki ağaçlara ve duvarlara ateş açmıştır. Ertesi gün yüzlerce Türk tutuklanmış, sorguya çekilmiş ve kimileri de Belene Toplama Kampı’na gönderilmiştir. O günü unutmamak için bu olayın yıldönümlerinde köyde anma töreni gerçekleştirilmektedir. Bu olayın gerçekleştiği yere bir anıt çeşme yapılmıştır.

Sütkesiği köyüne her biri yaklaşık 10-15 km mesafelerde yer alan Krivus Kalesi, Patmos Kalesi kalıntıları ile Şeytan Köprüsü olarak bilinen tarih eser bulunmaktadır.

Derlemeci notu / Ek bilgi: Komşu köylerden biri olan Almalı çevresinde eskiden çıplak olan arazi, sosyalist rejim döneminde devlet tarafından diktirilen çamlarla ağaçlandırılmış. Böylece bir orman oluşmuş. Köyden dışarıya göç nedeniyle nüfus azaldıkça, eskiden tarım yapılan araziler kullanılmaz olmuş; bu da ormanların yayılma alanını genişletmiş.

Kaynak Kişi: Hidayet Ali (eski muhtar)
Derleyen: Deniz Karakurt

Ek:
Haber Başlığı: Mleçino yakınında bulunan kaynak suyu böbrek rahatsızlıklarına iyi geliyor.
Kaynak: Kırcaali Haber (Gazete)
Muhabir: Güner Şükrü
Tarih: 05 Eylül 2012 - Çarşamba

Ardino (Eğridere) bölgesinde insanlar, Mleçino (Sütkesiği) köyünün yakınında bulunan bir çeşme suyunun böbrek rahatsızlıklarına iyi geldiğini söylüyorlar. Yerli halk, artık 30 yıldan beri bu suyun tedavi edici özellikleri olduğuna inanarak ondan içiyor. Şifalı su, çeşmeden 600 metre mesafede bulunan bir dağ kaynağından getirilmiş.

Köylüler, bu sudan almak için Türkiye’den bile insanların geldiğini paylaşıyorlar. Yakından ve uzaktan gelen insanların yakınları ve tanıdıkları için damacanalara su doldurduklarını anlatıyorlar. Suyun böbrek taşlarını düşürmek için yardımcı olduğu iddia ediliyor.

Çeşme 1977 yılında Sofya’da yaptığı askerlik görevi sırasında başına gelen bir talihsiz olay sırasında hayatını kaybeden 20 yaşındaki Mülâzim Kâzim’in anısına 1978 yılında inşa edilmiştir. Çeşme, şu anda Manisa’da yaşayan askerin babası Kâzim Kasim tarafından inşa edilmiştir.

Türkçe yazılı bir yazı anne babanın acısını açıklıyor ve yolcuların oğullarını anımsayıp, ruhu için bir Fatiha duası okumalarına davet ediyor. Yazı şöyledir: “Her insan bu dünyadan öbür dünyaya göçecek ve sadece izi kalacak. Bu çeşmeden su içen biri, mutlaka beni aklına getirecek”.

Bu kelimeler çeşmede 30 yıldan fazla bulunuyor. Sadece Bulgarlaştırma Süreci sırasında 1985 yılında yazının Türkçe olduğu ve Türk adı içerdiği için yerel iktidar anıt taşını ortadan kaldırmak istedi. Fakat daha sonra yazının okunmaması için üstü sıvanmış halde anıt taşının kalmasına razı olundu.

Mülâzim’in kardeşi İsmet Kâzim, demokratik değişimlerden sonra 1989 yılında eskiden kalma Türkçe yazıların restore edildiğini hatırlıyor. O, çeşmenin eski su borularının birkaç yıl önce daha geniş çaplı yüksek kaliteli borularla değiştirildiğini belirtti. Su deposu da yapılmıştır.