Kaynak Kişi: Hüseyin Temürer (emekli öğretmen)
Hamal Köyü Tarihçesi: Orta Asya’dan göç eden Türkmenler’den Badili Aşireti Musul üzerinden Anadolu’ya gelmişler. Ayvalı Deresi denilen, Gürün’e bağlı Eski-Hamal’a yerleşmişler. Burada ne kadar kaldıklarını bilmiyoruz. Orası dar iki vadi arası verimsiz bir yer. Halk tahılını satmak için kağnı arabalarıyla bir haftalık yolculuktan sonra Sivas’a gidip geliyor. Köyün bugünkü yerinde konaklıyorlar. Burası boş sulak bir yer. İşte bu sırada bu araziye yerleşmeye karar veriyorlar. Daha önce burası Mancılık Köyünden Ermeniler’in elinde imiş. Eski-Hamal’dan on beş ev kalkıp buraya geliyorlar. Yerleşip çoğalıyorlar ve Yeni-Hamal adını alıyor. Köyümüzün adı Hamal olarak geçse de Yeni-Hamal olarak bilinmeye devam etmektedir. Köye daha sonra dışarıdan bazı sülaleler de gelmişler. Tahminen köyün kuruluşu 350-400 seneye yakındır. Daha önceleri Gürün e bağlı kalmış, daha sonra da Kangal ilçe olunca Kangal'a bağlanmış. Köyün arazisi geniş düzlük ve sulaktır. Tohma Çayı’nın bir kolu köyü ikiye bölmektedir.
Köyün tepesinde Köroğlu denilen, büyük bir mağara vardır. Eşkiyanın burada yaşadığı ve gelen geçen kervanlardan haraç aldığı söylenir. Kale denilen mağara oldukça sarp ve yüksektir. İçinde Köroğlu’nun silahlarını koyduğu yerler ve atını beslediği ahır olduğu rivayet edilen bölümler vardır. Dar boğaz olan Şuul’da ise Pianoğlu’nun yaşadığı söylenir. (Derlemeci notu: Kangal'a bağlı Turnalı köyünün eski adı Şuğul'dur.)
Köyde linyit kömürü bulunmaktadır. Tahminen 1950-52 yıllarında Yusuf Çelik bunun farkına varıyor. Çıkarıp işletmek istiyor, fakat başarılı olamıyor. Köylülere gelecekte köyün zenginleşeceğini insanların bununla ekonomik olarak rahatlayacaklarını söylemiş.
Yakınlarda Uyuz Pınarı denilen bir gölet vardır. Suyun sıcaklığı yaz kış 15-20 derece civarındadır. Bir tür kaplıca suyudur. Su altındaki yeşil bitkilerin bolluğu nedeniyle güzel bir görünümü vardır.
Hamal köyüne komşu sonları pınar ile biten Akpınar, Şekerpınar, Kırkpınar, Soğukpınar ve Sarıpınar isimli köyler bulunmaktadır.
Köyün yaşam süresi oldukça fazladır, bazı insanlar 100 yaşını geçmiştir hatta bir rivayete göre bir kişinin 120 yaşında öldüğü söylenmektedir. Köyde yakın zamanlarda 104 yaşında ölen bir kişi vardır.
Köyün Gelenekleri
Kış Yarısı Kutlamaları: Köyde kış yarısı geldiği zaman; gençler gece çeşitli kılıklara (kadın, gelin, dede vb.) girer ve evleri dolaşarak oyunlar oynarlar, bunun karşılığında da çeşitli bahşişler (un, bulgur, para) alırlardı. Alınan bu bahşişler gruptaki gençler tarafından ortaklaşa harcanırdı.
Koç Bırakma: Yaz gelince sürüden ayrı beslenen koçlar sonbahar mevsimi gelince özel etkinlikler ile sürüye katılır. Koçlar sürüye katılmadan önce çoban tarafından “Aşı” dediğimiz kırmızı boya ile süslenir. Böylece o yılın daha bereketli geçeceği düşünülür. Bu etkinlik çerçevesinde sürüde koyunu olan herkes evde hazırladığı pasta börek ne varsa getirir meydanlıkta çobana ikram eder. Çoban da kendine biraz pay alır gerisini köylüye dağıtır.
Kız İsteme: Erkek çocuklarını evlendirecek ailelerce, kız tarafına sebebi ziyaret önceden haber verilerek gidilir. Kız ve erkek tarafından birkaç hatrı sayılır kişiler de orada hazır bulunur. Allah’ın emri Peygamberin kavli ile kız istenir. Kız anası (yengesi de olabilir) kızı ile başka bir odada yalnız olarak görüşür ve evet deyip demediği sorulur. Cevap olumlu ise nişan (şerbet) günü karara bağlanır. Başlık parası son 30-35 yıldan beri yoktur. Geline takılacak takı bazı aileler tarafından söylenebilir, ancak son yıllarda artık o da söylenmemektedir. (3 bilezik, 1 kolye vs. gibi) Bu kız isteme olumlu sonuç verdikten sonra Alevi Dedesi ile merasim gerçekleştirilir.
Nişan (Şerbet İçme): Kız tarafında gerçekleşen bu törenden önce oğlan tarafı kız tarafının belirlediği birkaç kişiye hediye alır. Geline ve ailesine de elbise, elbiselik gibi hediyeler alır. Kız evinde hazırlanan şerbet, çerez gelen misafirlere ikram edilir. Davul zurna eşliğinde eğlenceler yapılır.
Düğün: Oğlan evinde başlar. Düğün merasimi genelde Cuma günü başlar, Pazar akşamı sona erer. Her iki tarafta eş dost akraba ve komşuları “Ohuntu” (davetiye) dağıtarak düğüne davet eder. Bazı yakın akrabalara davetiye yerine elbiselik verirler. Oğlan ve kız evinde düğün yemekleri hazırlanır. İçli köfte, kavurma ( veya haşlama et) en baş düğün yemeğidir. Düğün evine bayrak asılır. Bunun nedeni ise bayrak milleti temsil eder, milleti oluşturan en küçük birim ise ailedir ve düğün bir aile oluşmaktadır. Uzak yerlerden gelen misafirler, komşular tarafından konuk edilir, komşular gelen kişileri paylaşırlar. O misafirin yemesi içmesi yatması gibi işleri o komşu üstlenir. Böylece düğün evine hem maddi hem de manevi destek sağlanmış olur. Pazar günü sabahtan kız evine gelin getirmeye gidilir. Bu gelin getirmeye giden gruba “Yenge” denir. Kız evinde yemekler yenir ve sadece kadınların katıldığı “Kız Övmesi” (gelin ağlatma) merasimi yapılır.
KIZ ÖVME (GELİN AĞLATMA) TÜRKÜSÜ
Çattılar çatma taşını
Kurdular düğün aşını
Çağırın kızın gardaşını
Kız anam kınan kutlu olsun
Şirinim ağzın tatlı olsun.
Sandık içinde balası
Kağıt içinde kınası
Hani bu kızın anası
Kız anam kınan kutlu olsun
Şirinim ağzın tatlı olsun.
Kız baban şehre vardı mı?
Sana al yeşil aldı mı?
Kız gardaşın gayil oldu mu?
Kız anam kınan kutlu olsun
Şirinim ağzın tatlı olsun.
Biner atın iyisine
Sürer yolun kıyısına
Çağırın bu kızın dayısını
Kız anam kınan kutlu olsun
Şirinim ağzın tatlı olsun.
Atladı geçti eşiği
Sofrada kaldı kaşığı
Hani bu evin yakışığı
Kız anam kınan kutlu olsun
Şirinim ağzın tatlı olsun.
Türkü’nün alındığı kaynak: Köyümün Değerleri (S:60-61), Yazan: Hasan Alp, Yıl: 2006
Gelin övmeden sonra kız artık evden çıkacaktır. Tabi bu iş sanıldığı gibi kolay olmaz. Gelinin kardeşlerinden biri çeyiz sandığına oturur ve bahşiş almadan kalkmaz. Sandığı vermez. Damat gelir ve erkek kardeşe istediği bahşişi vererek sandığı alır. Çeyiz yüklenmeden önce bir katip tarafından çeyizde olan eşyalar not edilir. Gelin oğlan evine doğru giderken gençler yollara barikatlar kurarak “Sağmen Yolu” keserler. Damat bu kişilere bahşiş verir ve yolu açtırır. Halaylar çekilerek oğlan evine gelinir. Ama gençler bu seferde damadı kaçırırlar ve sadıçtan bahşiş isterler. Damadı kaçıranlar bahşiş alsalar bile hemen geri vermezler. Çeşitli oyunlar (döşek oyunu) oynarlar. Bu arada oğlan evinde yemek yenir ve “Teş” (Takı) merasimi yapılır. Zarfın içine konan hediyeler düğün sahibine verilir.
Köyde Yapılan Yemekler: Ağız (taş ağzı ve süt ağzı çeşitleri vardır), Boranı, Düğür aşı, Erişte, Gegek, Gendime, Gilik, Hamur kesmesi (sumaklı veya yoğurtlu), Haşıl, İçli kömbe, İçli köfte, Katmer, Kavurma, Kuymak, Küllü Kombe, Livik aşı, Madımak Çorbası, Oğmaç, Pancar böreği, Sarma (pancar yaprağından), Su Böreği, Sumaklı köfte, Sütlü Çorba, Tarhana, Telice böreği, Un helvası, Yağlama, Yahni, Yemlik çorbası, Yoğurtlu köfte.