Kaynak Kişi: Erkan Ceylan
Derleyen: Deniz Karakurt

Köyümüzün kuruluşuyla alakalı pek fazla resmi bilgi olmayıp elimizde var olan bilgiler de rivayetlere dayanmaktadır. Köy halkının atalarından buraya ilk yerleşenler Oğuz Türklerinin İlbeyli boyuna bağlı Sungur kolundanmış. Osmanlı arşivlerinden elde edilen bilgilere göre Emlek yöresi köylerinden olup kuruluşu 18. yüzyıl sonlarına dayanmaktadır. Köyün ilk kurucuları tahmini olarak 200-250 yıl önce Afganistan’ın kuzeydoğusunda yer alan Bulhasan adı verilen bölge dolaylarından gelmişlerdir. Göçebe olarak hayat süren atalarımızın izine ilk olarak Gemerek ilçesine bağlı Burhan köyü civarında Kızılırmak kenarında rastlıyoruz. Buradan da göçerek günümüzde bile “Bulhasan Bucağı” denilen Keklicek köyünün güneydoğusundaki Kızılırmak kenarındaki mevkiye yerleşmişler. Bir süre hayatlarını orada sürdürdükten sonra köyümüzün şu anda bulunduğu Karababa dağının eteklerindeki vadiye yerleşmişlerdir. Rivayete göre; Bulhasan bucağında otağı kurmuş ailelerden birinden baba ve oğlu o tarihte ormanlık olan Karababa dağına gezmeye gitmişlerdir. Baba ve oğul bir pınarın başında dinlenirken (edindiğimiz bilgiye göre bu pınar köyümüz içinden geçen derenin kenarındaki Çatıöz pınarıdır) karşılarına altın sarısı büyük bir yılan çıkar. Yanlarında dolaşan bir eniği (köpek yavrusu) kaptığı gibi sürünerek uzaklaşır gözden kaybolur. Baba ve oğul irkilirler. Babası oğluna “Bul Hasan!” diye seslenir ve yılan o sırada gözden kaybolur. Sonra bu mekanlar hoşlarına gider ve Kızılırmak kıyısında bulunan diğer aileleri buraya davet ederler. Başka bir rivayete göre ise Hasanın ormanda kaybolduğu ve babası oğlunu günlerce ormanda aradığını ve en sonunda yöreyi iyi tanıyan birisinden yardım isteyerek “Bul Hasan’ı!” diyerek yalvardığını, oğlu bulunduktan sonra ise diğer aileleri buraya çağırdığı, köyümüzün de böylece kurulduğu rivayet edilir. Zaten köyümüzün yaşlılarından alınan bilgiye göre köyümüz kuruluşu itibariyle de yedi hanedir ve köyümüzdeki sülaleler de bu ailelerin soyundan gelmektedir. Sülale isimleri de 200-250 yıl önceki bu ailelerin büyüklerinden alınmıştır.

Kaynak Kişi: Erkan Ceylan

Derlemeci notu: Köyün adının Arapça bir tamlama ile oluşturulmuş olan Ebu-l Hasan (Hasan’ın Babası) adından gelme olasılığı yüksektir. Gerçek bir kişinin adı olmalıdır. Baştaki E/A harfi düşerek Bulhasan’a dönüşmüştür. Ancak çok ilginç bir şekilde “halk etimolojisi” denilen bir yaklaşımla ortaya çıktığı anlaşılan yukarıda anlatılmış olan öyküler de baba ve oğlu olan Hasan ile uyumludur. Kaynak kişinin bu öyküleri daha eskiden başka birinden veya birilerinden duymuş olduğu anlaşılsa da Ebu-l Hasan ismiyle uyum gösteren baba ve oğul motifinin bilinçli bir biçimde mi türetildiğini yoksa tamamen bir tesadüf mü olduğunu bilebilmek mümkün değildir.

Derleyen: Deniz Karakurt
Derleme Tarihi: 2008