Köyün içerisinde Beşkarış Höyüğü bulunmaktadır. Anadolu’nun bilinen en eski höyüklerinden birisidir, tüm yıpranmalara ve yapılan tahribata karşın yaklaşık 20 metre yüksekliğinde ve 200 metre çapında yer kaplamaktadır. Köyün yaklaşık yarıya yakın bir kısmı höyüğün üzerinde yer alır. Evlerin arasında ve bitişiğinde höyüğün kazılıp yontulmuş kısımları duvarlarla yan yana yer alır. Köyün eski adı da Beşkarış Höyüğü olarak kayıtlarda geçmektedir. Höyüğün dip kısmından İlk Tunç Çağı evrelerine ait parçalar çıkmıştır, bunların en önemlisi bir gaga ağızlı testidir. Üst taraflardan ise MÖ 2.binli yıllara ait parçalar bulunmuştur. Köyün çevresindeki kazılarda çıkan 4 başlı tanrıça heykeli yine dikkate değer bir parçadır.
Yörede anlatılan bir söylentiye göre köy adını burada yaşamış, boyu 5 karış olan bir Rum beyinden alır. Bölge bu Rum beyinin hükmü altındadır. Onun yüzünden İslamiyet bu bölgede bir türlü yayılamaz. Hacı Bektaş-ı Veli çok sevdiği Resul Baba'yı bu bölgeye gönderir. Yolcu ederken de “Seni buradan alır bir yerlere kondururuz, orası Rum diyarı Beşkarış’tır. Bundan sonra senin yurdun orasıdır. Gittiğin yerde Kırpıkçalı’da bir kilise kalıntısı vardır. Eşeğini kurt yiyecek, senin mezarın da orada olacak” der. Resul Baba’nın türbesi günümüzde anılan yerdedir. Oradan meşe veya başka ağaç kesilmez. Türbenin mimarisinden Selçuklu yapısı olduğu tahmin edilmektedir. Yapıldığı yıllarda kubbeli olan bina daha sonradan çatı ile örtülmüştür. Kitabesi yoktur. Köyün içinde Resul Baba'nın yanındaki adamlarından olduğu düşünülen 3 adet türbe ve bir çilehane bulunmaktadır. Bunların adları Kurbanoğlu İsmail Dede, Hüdai Dede ve Ümmet Dede’dir. Ayrıca tekke odası olarak bilinen bir oda da mevcuttur.
Kaynak kişi şöyle dedi: "Türkiye'de «Çıbıktan Dolanma» sadece üç yerde yapılır, bunlardan bir tanesi de bizim köydür. Resul Baba’nın türbesi köyde Çıbık olarak bilinen yerdedir.”
Civardaki bazı köylerin (Karaköy ve Pasanköy) ahalisinin 17. Yüzyılda eşkıya baskınları ve Kuyucu Murat isyanları nedeniyle Beşkarış köyüne gelip yerleştikleri kuşaktan kuşağa anlatılmıştır.
Beşkarış’a ilkokul 1929’da açılmıştır. İlk şose yol 1963'de yapılmıştır. Elektrik ise 1969’da gelmiştir. 1947 yılında Köy Enstitülerine bağlı olarak açılan demircilik ve marangozluk okulu pek fazla faaliyet gösteremeden kapanmıştır.
Yunan işgalinde zulüm ve yağmayı en ağır yaşayan köylerden biridir. İstiklal Savaşımızda, Büyük Taarruz hazırlıkları sürerken 2. Ordu karargahını buraya taşımış ve (Deli lakaplı) Mustafa Yakaca’nın konağı kullanılmıştır. 2. Ordunun komutanı Yakup Şevki Paşa’dır.
29 Ağustos 1922 sabahı süvari kuvvetleriyle köye gelen kolordu komutanı Fahrettin (Altay) Paşa da köyün misafirperverliğinden ve askerlerine gösterilen ilgiden memnuniyetini hatıratlarında belirtmiştir. Hatta 29 Ağustos gecesi yunan bozgunundan kaçanlar köye zarar verebilir diye 2 devriye asker bırakmıştır. Bu askerlerde gerçekten ateş açarak Yunanlıların köyü yakmalarını önlemiştir.
Köy hudutları içinde pek çok ören yerlerine rastlanmaktadır. Bunlar İdris Ören, Gevur Mezarı, Gevur Evleri, Kırka, Karaköy ve Pasanköy olarak sayılabilir.
Kaynak Kişi: A. E. Mercan
Beşkarış köyü yakınlarındaki tepelik bir alanda kırık kaya parçaları ile dolu “Göz Kayası” adı verilen bir mevki bulunur. Buralar işgalde Yunanlıların köyün yaşlı erkeklerine ve kadınlarına zorla yaptırdıkları istihkam çukurları ve siperledir. Maalesef günümüzde bu husus unutulmuştur birkaç taş yığını sanılmaktadır. (Mehmet Yeşil)
Ek açıklama / Derlemeci notu: İlçe merkezine yakın çevredeki diğer köylerin en azından adlarının kökenlerini öğrenmek istesem de çok kesin sonuçlar elde edebildiğim söylenemez. Hiç olmazsa iki tanesine dair yorum yoluyla şu açıklamalar geliştirilebilir.
- Yapılcan: Dikenli ardıç anlamına geldiğini öğrendiğim kelimenin köyün adıyla bağlantılı olduğuna dair bilgisi olan kimseye denk gelmedim (belki de bana rastlamadı).
- Karaağaç: Yörede, köyün çevresindeki bazı yerlerde bu türden ağaçların yetişmesiyle ilgili olduğuna dair bir bilgi verildi.
Gerçekten de Beşkarış köyü de dahil olmak üzere bazı ağaç türlerinin yoğun olarak bulunduğu ormanlık alanlar yörede mevcuttur.
Derleyen: Deniz Karakurt


