Rivayete göre bir kadının kocası askerdedir, kimsesizlikten ve sahipsizlikten işe güce kendisi yetişemediği için bu kadın, biri oğlan diğeri kız iki çocuğunu kışın odun toplamak için yakın bir tepeye gönderir. Ancak çocuklar farkına varmadan yavaş yavaş evden uzaklaşırlar. Bir süre sonra ıssız bir yere varırlar ve yalnız bir ağaç bulurlar. Çocuklar bu ağacı kesmeye kalkışırlar. Ama bilmezler ki bu kutlu bir ağaçtır (ağaçların sultanıdır). Böylesi ağaçlara balta vuranın asla iflah olmayacağını ise hiç bilmemektedirler... Baltayı vurduklarında sarsılan ağaçtan bir meyve düşer; onu alıp yerler. Her balta vuruşunda düşen meyveyi alırlar ve aç oldukları için yemeye devam ederler. Zaman geçip akşam olur. Önceleri hafiften yağan kar tipiye dönüşür... Bunun üzerine iki kardeş ağacın kovuğuna sığınırlar. Anneleri ise bu sıralarda çocuklarının dönmediğini görünce onları aramaya başlamıştır. Yakın çevrede göremeyince, o da biraz ileriye gider ve çocukların izlerini görerek takip eder. Nihayet uzaktan onları görür ve donmak üzere olan çocuklarına ısınmaları için sımsıkı sarılır. O gece hepsi de işte orada donarak ölürler. Kadının kocası bir müddet sonra askerden dönünce acı gerçeği öğrenir, onları arar ama bulamaz. Sonunda kadın bir gece bir adamın rüyâsına girer ve ağacın yerini kendisine târif eder. Adam yanına köyden birkaç kişiyi de alarak gider ve ağacı bulur. Ağacın dibindeki toprağı kazmaya başlarlar, görürler ki taş kesilmiş kadının gözlerinden sanki ağlar gibi bir su akmaktadır. Oraya bir çeşme yaparlar.
Bu pınar Şarkışla-Akçakışla yolu (eski yol) üzerinde Bozkurt köyüne varmadan Fakılı köyü yakınlarında, Akçakışla'ya 10 dakika mesafededir. Uzun yıllar yolun üst kısmında iki oluk halinde akmıştır. Sonra yolun alt tarafına indirilmiş ancak bu arada tek oluk halinde akıtılmıştır. Derler ki, bunun üzerine suyun tadı bozulmuş, hafiften bulanıklaşmıştır. (Ekiz: İkiz sözcüğünün yöresel söylenişidir.)
Derleyen: Deniz Karakurt
Türk Söylence Sözlüğü (Deniz Karakurt, 2011) içerisinde “Yöresel Söylentiler” başlığı altında, Sayfa: 356 – Madde 17’de yazmış olduğum anlatı benim tarafımdan derlenmiş olan Ekiz Oluk Efsanesinin biraz daha kısaltarak verdiğim bir çekirdeğidir. Bahsi geçen başlık altındaki kimi maddelerin içerikleri kendi gözlemlerime dayalı iken kimileri de kitabın sonunda verilmiş olan bazı kaynaklardan özet olarak eklenmiştir.
Açıklama:
Efsane, Emin Kuzucular ve Deniz Karakurt tarafından farklı dönemlerde (yaklaşık 35 yıl arayla) iki kez yazıya geçirilmiştir. İki versiyon büyük oranda benzer olsa da arada bazı farklar da bulunur. Örneğin Kuzucular varyantında iki çocuk da erkektir ve çocukları ararken komşular da yardım eder, Deniz Karakurt derlemesinde ise çocukların biri kız biri oğlandır ve ayrıca onları aramak için anneleri tek başına dağ yollarına çıkar. Ayrıca Emin Kuzucular tarafından derlenen öykü çok daha uzun ve ayrıntılıdır. Efsanedeki kişilerin isimlerini vermektedir. Yemen Harbi'nden bahsetmektedir. Ağacın "ahlat" (yaban armudu) olduğunu söylemektedir. Aradan geçen zaman içerisinde sözlü geleneğe dayalı toplumsal hafıza çeşitli etkenlerle zayıflamış hatta yok olmaya yüz tutmuştur.


