Şaman kimdir ve ilkel topluluklarda ne yapmıştır? sorusunun yanıtları aslında zannedilenden daha derin bir mevzudur. Konunun psikolojik, sosyal ve siyasal yönünü inceleyen eserleri yeterince okuyup, araştırdığımı belirtmek isterim. Kısaca özetlersek...

İlkel din adamı (bugünkü bakış açımızla büyücü gibi) birisi olan şaman aynı zamanda o ilkel topluluğun doktorudur, aynı zamanda yöneticisidir, aynı zamanda edebiyatçısıdır şairidir, müzisyenidir ve öğretmenidir. İlerleyen aşamalarda bunlar birbirinden ayrışmıştır. Bunun sebebini anlamak için ilkel mantıkla düşünmeniz gerekir. Şimdi çok ilkel bir topluluk düşünün. Birincil iş bölüşümü denilen kadın erkek ayrışması gerçekleşmiş. Erkekler ava gidiyorlar, kadınlar geride kalıyorlar. Ava gidenlerin bir kısmı yaralanarak geri dönüyorlar, avda ve bazen komşu kabilelerle yapılan çatışmalarda yara alıyorlar yani. Kabileden bir insan doğadan edindiği tecrübelerle, bazan bitkilerle, belki el becerisi ile yaraları iyileştirmeye başlıyor. Bunları iyileştirirken aynı zamanda bir ritüel gerçekleştiriyor. Gizemli sözler söylüyor, daha ilerideki dönemlerde bunlar tekrarlanan ve ezberlenen dualara dönüşüyor, yani özetle şaman dualar okuyor. Hatta daha ileri aşamalarda şaman gizemli şekiller çizmenin ötesinde yazıyı bilen nadir kişilerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle de yazı yazmak ve bunları okumak gizemli bir iş olarak görülüyor, çünkü gizemli bilgileri tekrar okuyup seslendirerek yaraları iyileştiriyor. Topluluk ne yapıyor bir süre sonra? Bu adam bizim için değerlidir bu ölürse yaralıları iyileştirecek kimse kalmaz, öyleyse bu da kadınlarla ve çocuklarla beraber arkada kalsın ava gelmesin diye bir karar veriyor. Böylece bu kişi diğer erkeklerden farklı bir konuma yükseliyor. Bilgisi ve yeteneği sayesinde aynı zamanda kabileyi yönetmeye başlıyor. Ayrıca anlatıcı olarak özellikle akşam hava karardıktan sonra topluluğa öyküler anlatıyor geçmişteki insanların yaşadıkları olayların bilgilerini aktarıyor. Topluluğun içinde kaldığı sürece de çocukları eğitiyor yani öğretmenlik yapıyor, tecrübesiz insanlara bilgi birikimiyle her konuda yol gösteriyor, yapılan işlerin doğru biçimde gerçekleştirilmesini sağlıyor, tarımda ve hayvancılıkta yanlışların yapılmasına engel oluyor, öyküler anlatıyor, şiirler okuyor, çalgı çalıyor. Hatta anlaşmazlıklarda, kişiler arası sorunlarda güvenilir ve doğru kararlar veren bir kişi olarak hüküm veriyor yani bir yargıç oluyor. İşte bu işlevler ilerleyen zamanlarda nüfusun artması, bilgi birikiminin başka kişilere aktarılması ve uzmanlaşma gerekliliğinin anlaşılması gibi nedenlerle birbirinden ayrışıyor. Yönetici, hekim, yargıç, din adamı ve öğretmen farklı kişilere dönüşüyor. Yüzlerce binlerce yıllık bir süreç içerisinde Şaman bu diğer özelliklerini başka kişilere devrediyor.