Haydut Tobultok Söylencesi – Besarabya'nın Robin Hood’u
İngilizce’den çeviren: Deniz Karakurt
Paskalya gecesiydi. Kilise mum alevleriyle yıkanıyordu – dini ayin yapılıyordu. Herkesin arkasından gelen ve sadece adı fısıldanan bir misafir vardı – Tobultok. Uzun boylu, köz gibi içten yanan, kara bıyıklı ve meraklı, kor gibi parlayan gözleri olan biriydi. Şapkasını elinde tutuyordu ve kendi düşüncelerine dalmıştı. Bir an gözleri, yüzü acı içinde ve solgun küçük bir köylü kızına ve onun yanındaki – cildi neredeyse saydam görünecek kadar zayıf küçük bir kıza takıldı. Tedirgin kadın ayini dinlemiyor gibiydi ve gözyaşlarıyla dolu gözleri bulutlanmıştı.
Ayin sona erdiğinde, Tobultok kadının arkasından çıktı, onu selamladı ve neden bu kadar üzgün olduğunu sordu. Kadın iç çekerek ona kocasının zorla orduya alındığını ve Osmanlılarla yapılan haksız bir savaşta öldüğü haberini aldığını anlattı. Ve o beş çocuklu dul bir kadın olarak ortada kalmıştı. Köydeki Boyar [soylu toprak ağası] için çalışıyordu ama yine de çocuklarla dolu bir eve bakacak hiçbir şeyi yoktu. Tobultok evinin nerede olduğunu öğrendi ve aceleyle ayrıldı.
Haydut bir süre sonra Boyar'ın kapısını çalmıştı bile. Eve merhabasız, elinde iki silahla giren adamın, iki torba dolusu yumurta sarısı alması, Boyar'ın masasından Paskalya için hazırlanan tüm yemekleri bir masa örtüsüne sarıp toplaması ve kendini görünmez hale getirmesi sadece birkaç dakikasını almıştı.
Bu sırada dul kadın, en büyük çocuğuyla birlikte yavaşça eve yaklaşıyordu. Kadın üzgündü ve farkında olmadan ağlamayı sürdürüyordu. Evin sığır bağırsaklarıyla kaplı penceresinde bir ışık gördü ve korktu. Karanlıkta evi şaşırdığını düşünerek yanından geçti. Ama kız kolunu çekiyordu: "Nereye gidiyoruz, Anne, işte kulübemiz!"
Ayaklarının ucuna basarak eve girdiler ve bir de ne görsünler? Kilisedeki tanınmayan kişi oturmuş ve en küçük çocuğu besliyordu ve diğerleri onun etrafında toplanmış, bütünüyle bir ziyafet çekiyorlardı.
Not: Tobultok(*) lakaplı Tudor Olteanu gerçekten yaşamış bir kişidir ve ulusal bir kahraman olarak kabul edilmektedir. Kısa bir hayatı oldu (1805-1835) ancak sıkıntılıydı [belalıydı], bu da Moldova folklorunda derin bir iz bıraktı. Birkaç kez yakalandı, Kişinev'deki askeri hapishaneden kaçmayı başardı. 1834'ün sonlarında bir ihbarın ardından jandarmalar tarafından tekrar yakalandı, birkaç ay dövüldü ve alay konusu oldu. Cezalandırıcı önlem, Besarabya valisi Kont Vorontsov’un kendisi tarafından kararlaştırıldı – 50 kırbaç ve Sibirya'da ömür boyu zincire vurulma. Ancak Kişinev'e gönderilen gizli bir mesaja dayanarak, Tobultok'un ölümü emredildi. 1835 baharında kanun kaçağı, Hay Meydanı'nda (şimdiki Cumhuriyet Stadyumu) kalabalığın önünde kurşunlu kırbaçla dövülerek öldürüldü. Geceleyin askerler şehrin dışında bir çukur kazdılar ve rahip, aile veya arkadaş olmadan onu gizlice gömdüler. O zamanlar o yerler ıssızdı, şimdi şehrin merkezi oldu.
“Kişinev [Chișinău – Moldova’nın başkenti] içerisinde, Alman pazarı olarak anılan kuzey kesimde, asırlık iki kavak ağacı yan yana büyüyor. Aralarında Tobultok’un gömülü olduğu söyleniyor. Kardeşleri başının ve ayaklarının dibine birer ağaç diktiler, ancak polis ve din adamları mezarına bir haç dikilmesine izin vermediler.” (A. İ. Yazimirsky / A. I. Iațimirski / Александр Иванович Яцимирский / Aleksandr Ivanovich Yatsimirsky)
Dumitru Moldovanu tarafından yazılan “Haiducul Tobultoc” (Outlaw Tobultoc / Гайдук Тобулток / Haydut Tobultok – Basım yılı: 1989) adlı eseri esas alınmıştır.
(*) Tobultok çanta türlerinden birinin eski adıdır.
İngilizce’den çeviren: Deniz Karakurt
(Ayrıca sayfanın Rusça ve Rumence orijinal sürümleri de mevcut olup Rusça çeviri ile kontrol amaçlı karşılaştırma yapılmıştır.)
Kaynak: “Visit Chisinau” web sitesi (yazının yayın tarihi ve yazar adı bilgisi yoktur) – Başlık: Robin Hood of Bessarabia – Legend of Tobultoc outlaw (Rusça: Бессарабский Робин Гуд – Легенда о гайдуке Тобултоке; Rumence: Robin Hood de Basarabia – Legenda haiducului Tobultoc)
Haydut Tobultok Söylencesi
- Deniz Karakurt
- Yazılar