Derleyen: Deniz Karakurt
Kaynak Kişiler:
1. R. Özçeçen - Bozkurt köyü
2. Turan İnan - Akçakışla köyü
Genel Bilgi: Bozkurt köyü Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı bir Çeçen köyüdür. Geçmişte Akçakışla Bucağı'na bağlıdır ve bu köy ile komşudur. Köy yaklaşık 30 hanedir fakat şehirlere göç edenler nedeniyle nüfus azalmakta, sadece yaz aylarında az bir artış görülmektedir. Yazları gelenlerin sayıları da çeşitli nedenlerle (kalacak yer sorunu, geride bırakılan evlerin eskimesi ve bakımsızlığı, yeni neslin gelmek istemeyişi, geldiklerinde uğraş bulamayıp canlarının sıkılması, şehirdeki çalışma koşullarından dolayı gelinebilecek zamanın çok kısıtlı olması, tatillerde daha cazip yerlere gidilmek istenmesi gibi gerekçelerle) her geçen yıl gittikçe azalmaktadır.
Kültür: Çeçen kültürü uzunca bir süre boyunca oldukça iyi bir düzeyde korunmuştur. Çok yakın tarihlere kadar köy içinde kendi dillerini konuşmaya devam etmişlerdir. Yemek alışkanlıkları, düğün ve cenaze gelenekleri tıpkı Kafkasya'da olduğu gibi sürdürülmüştür. Düğünlerde Kafkas çalgıları ile çalınan müzikler eşliğinde Kafkas oyunları oynanmıştır. Edinilen bilgilere göre; köyün içindeki durum, geride kalan az sayıdaki yaşlılar arasında aynı olsa da, köyden kente aşırı göç nedeniyle şehirlerde yaşamaya başlayan yeni nesillerde gelenekler hızla unutulmaktadır ve Çeçence iletişim kurma alışkanlığı kaybolmaktadır. Sonraki kuşaklara kültür ve dilin aynı düzeyde aktarıldığını söyleyebilmek pek mümkün değildir.
Derlemeci notu: Bozkurt köyündeki kültürel unsurların pek çoğunu da çocukluk ve gençlik yıllarımda bizzat gözlemlediğimi belirtmek isterim. Köy arabalarında birlikte yolculuk yaparken işittiğimiz, kendi aralarında konuştukları Çeçence bizim için olağan ve son derece alışılmış bir husustu. (- Deniz Karakurt)
Köyün Kuruluşu: Kesin olarak bilinmemekle birlikte; mezarlıktaki taşlara bakıldığında en eski tarihin 1872 olduğu görülmüştür. İlk mezar taşı tarihi dikkate alınarak köyün buna yakın bir tarihte kurulmuş olması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca bölgeye yerleşen köylülerin Kafkasya'dan topluca hangi yıl geldikleri tam olarak bilinmese de, diğer Çeçen topluluklarının büyük çoğunluğu gibi, Rusya tarafından uygulanan 1864 Sürgünü yıllarında Anadolu'ya göç etmiş olmaları büyük olasılıktır. Yöreye Akkaşoğulları sülalesi tarafından çalışmaları ve kendilerini korumaları için çağrıldıkları bilgisi yaşlılar tarafından anlatılmaktadır. Ancak Çeçenlerin nüfuslarının artması ve Akkaşoğullarının komşu Akçakışla ile aralarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle bu kez kendileri köylerini terk etmek durumunda kalmışlardır ve Hardal köyüne yerleşmişlerdir. Böylece günümüzdeki Bozkurt köyü olan yerleşim tamamen Çeçenlerin yaşadığı bir yere dönüşmüştür. Köyün adı da bundan sonra verilmiştir.
Köydeki Sülalelerin Çeçence Adları ve Aldıkları Soyadlar
BEYNOY: Göçkün, Erbil
ERSTNOY: Aydın
ERİŞTHOY: Hasdemirler
ĞALĞAY: Kalkan
HAKHOY: Yaman, Denktaş, Şen, Çetin, Yıldırım
NEŞHOY: Erdem
RİKHOY: Bayam, Şenol, Özçeçen, Öztürk, Bayar, Güner, Şaval
SYSNOY: Pilger
ZONTROY: Ecet
Kaynak Kişi: R. Özçeçen (Bayam) - Bozkurt köyü
Derlemeci notu: Akkaşoğullarının yörede kendilerini korumaları için ilk başlarda Çeçenler ile işbirliği yaptıkları hakkındaki söylentiyi Hardal köyüne dair yaptığım derlemede anlatmış olduğum için burada yeniden yazmadım. Fakat konuyla ilişkili tam tersi yönde başka bir rivayet daha bulunmaktadır ve aşağıda verilmiştir. (- Deniz Karakurt)
Rivayet odur ki; bizim köyün (Akçakışla) ağası Karakurt ile başka bir köyde yaşayan (Karacören köyünde olsa gerek ama tam hatırlayamadım) Akkaş Ağanın arası iyi değildir. Şu anki Bozkurt Köyü'nün arazisi bizim köye aittir dolayısıyla Karakurt Ağanın idaresi altındadır. Akkaş Ağanın çobanları bu arazi hattından sürülerini ırmağa suya indirmektedirler ve oralarda otlatmaktadırlar. Bu durumu Karakurt Ağa istemediği için aralarında gerginlik vardır. Ancak bu bölgenin köye nispeten uzak olması nedeniyle devamlı gözetip korumak ve Akkaş Ağanın sürülerinin inmesini engellemesi zor olmaktadır. Nitekim Çerkezler Anadolu'ya geldiğinde, o dönem yörenin mülki amiriyle arası iyi olan Karakurt Ağa buraya gözüpek bir Çerkez verilmesini ister. Bozkurt lakaplı bir Çeçen beyi buraya gönderilir, o da bu amaç doğrultusunda Akkaş Ağa'nın sürülerinin ırmağa indirilmesine engel olur ve ardından başka Çeçen göçmenler gelerek onun idaresinde çevresine yerleşirler. Bozkurt köyü bu şekilde kurulmuş olur. 1980'lerde o zaman 70-80 yaşında olan Yani 1920'lere 1930'lara hafızası çok iyi yeten yaşlıların anlattıklarından bizzat duyduklarımdır bu bilgiler.
Kaynak Kişi: Turan İnan - Akçakışla köyü
Derlemeci açıklaması: Konuya dair ifade etmek istediğim hususlar vardır. İlk olarak; o dönem konunun taraflarından birisinin; Karakurt sülalesinin başındaki önde gelen iki üç kişiden birisi olan, yörede gücü bulunan ve sözü geçen Muhlis Efendi olduğu söylenmektedir. Yaşanmış olan sorunların diğer tarafında ise Akkaş Ağa diye bilinen kişi yer almaktadır, ancak Akkaşoğulları sülalesinden hangi kişi olduğunu kesinleştiremediğim için yanlış olabilecek bir bilgiyi buraya aktarmayı doğru bulmadım. Diğer belirtmek istediğim konu da şudur; pek çok kişiden dinlediğimde ilk başlarda bunlar abartılmış ve gerçekliği tartışmalı mevzular gibi gözükse de tanımadığı bir kişi tarafından eşime bir tesadüfle söylenen birkaç cümle meselenin hafızalarda yer almaya devam ettiğini ve demek ki geçmişte bu sorunların var olduğunu bize göstermiştir. Eşim 2010'lu yılların başlarında Şarkışla Devlet Hastanesi'nin Acil bölümüne kayıt yaptırırken adını soyadını söylediğinde, tesadüfen sırada tam arkasında bulunan genç bir beyefendi kibar bir dille eşime Akçakışla'daki Karakurt'lardan olup olmadığını sormuş. Bunun üzerine eşim de kendisinin başka bir ilçeden olduğunu ve gelin olarak geldiğini ama köye gidip geldiğimizi söylemiş. Bunun üzerine konuştuğu kişi; "Kocanızın sülalesiyle bizimkilerin yaşadığı sorunlar yüzünden geçmişte başka bir yere taşınmak zorunda kalmışız," şeklinde veya benzeri bir cümle kurmuş. Bu kısa konuşma esnasında bu kişiye; kimlerden olduklarını, şu anda nerede yaşadıklarını sormak eşimin aklına gelmemiş. Bana anlattığında biraz düşündükten sonra bahsedilen konu için tek olasılığın neredeyse yüz yıl önce Akkaşoğulları ile yaşanan sorunlar olduğunu söyledim eşime. Ancak bu sadece bir varsayımdır. Bu aileden yörede yaşayan birileri var mıdır, hastanedeki kişi onlardan birisi midir veya bir akrabalık bağı var mıdır? Bu konu hakkında yapabileceğim herhangi bir yorum yetersiz olacaktır. Ayrıca kişisel görüşüm olarak belirtmek isterim ki, anladığım kadarıyla Akkaş Ağa sorunların çığırından çakıp, farklı yerlere varıp daha ileri boyutlara ulaşmasını istemediği için özellikle son aşamalarda erdemli bir tutum sergilemiş görünmektedir. Çünkü yörede etkili bir kişi olduğuna dair bilgiler mevcuttur. Örneğin bana verilen bir bilgi şu şekildedir: “Akkaşoğlu olarak bilinen kişi Temecik köyünde yaşamış, namı büyükmüş. Şöyle söylenirmiş; «Yozgat'ta Çapanoğlu, Sivas'ta Akkaşoğlu» derlermiş. (- Nihat Karakurt)” Yani aslında aradaki husumeti sürdürebilecek gücü olduğu halde sağduyulu davranmayı tercih ettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda bütün bu anlatılanlar o dönemde yaşananların kapsamını ve ayrıntılarını ne düzeyde açıklayabilmektedir? Bugünden geriye doğru bakarak kesin olarak bir şey söyleyebilmek mümkün değildir. Geçmişin silip götürdüğü yaşanmış olayların hafızalardaki izleridir geriye kalan.
Derleyen: Deniz Karakurt
Bozkurt Köyünün Kuruluşu
- Deniz Karakurt
- Yazılar