Yurt

Unutulan "Kulüp" anlamı vardır. Yurt kavramı lehçesel söyleyişe dayalı ses farklarıyla Kazak - Kırgız coğrafyasında ve ayrıca özellikle Moğolca'da çadır demektir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde anlamı genişletilmeye çalışılmıştır bazılarında başarılı olunmuştur. Mesela vatan ve öğrenci misafirhanesi anlamlarını bugün de kullanıyoruz. Ancak bir de yerleştirmeye çalışılan ama sonradan unutulan anlamları vardır. Bunlardan birisi de "Kulüp" manasıdır.  Örneğin: Mersin İdman Yurdu...  Çok açık ve net bir biçimde "Mersin Spor Kulübü" demektir.

Not: İdman kelimesi Azerice'de günümüzde spor anlamında kullanılmaya devam etmektedir.

 

Kamutay

Dil devrimi esnasında Kamutay diye bir sözcük türetilerek meclis, parlamento kavramları karşılığında önerilmiş. Ancak tutmadığı için daha sonra vazgeçilmiş.  Ben bu konudaki fikrimi Aktarma Sözlüğü kitabımda yazdım. Kamutay sözcüğü yanlış kavram karşılığında önerilmiş bence. Kamutay tam olarak "Cumhuriyet" sözcüğünün karşılığıdır. (Bu şekilde tutar mıydı o da ayrı bir tartışmanın konusudur tabii ki.)

 

Aydat ve Yıldat

Arapça "aidat" kelimesindeki ilk hece Türkçe "ay" sanılarak ona benzeyen "yıldat" kelimesi türetilmiş. Mantıksal olarak da aylık olarak ödendiği için makul görünmüş ve benzer biçimde "yıldat" ise yıllık olarak gerçekleştirilen ödeme anlamında kullanılmış. Bu türetilen sözcüğü kullanan insanlar vardır. Yakın bir tarihte bir alışverişte görüştüğüm bir kişi "satın alırsanız yıldat ödeyeceksiniz" dedi bana. Bu kavramla ilgili yapılması gereken nedir? Türkçe mi kabul edeceğiz, değil midir diyeceğiz? Kullanmaktan vaz mı geçeceğiz, teşvik mi edeceğiz? Karar vermek gerekecek...

 

İlkyardım ve Cankurtaran

1. Bazı eski Türk filmlerinde görüyoruz, ambulansların üzerinde "Cankurtaran" yazıyor. Belirli bir tarihe kadar "Ambulans" kelimesinin hiç kullanılmadığı bilgisi mevcut.

2. Yine eski Türk filmlerinde "İlkyardım" sözcüğünü oyuncuların ağzından sıklıkla duyuyoruz, "Acil" kavramının yerine kullanıldığını anlıyoruz.

 

Sorumak

İçip bitirmek, dibine kadar içmek, damla bırakmadan bitirmek, emmek, emerek içmek, pipetle / kamışla içmek. Örneğin: Ayranı amma da çabuk sorudun... Resmi sözlüklerde "Soğurmak" biçiminde geçen ve "absorbe etmek" olarak açıklanan fiilin Sivas yöresindeki türevidir. Bildiğim kadarıyla en azından bazı ilçelerde ve pek çok köyde bu kullanım mevcuttur.

 

Külüğün

Alternatif Söyleyişler: Külüün, Külüyün, Külüüne, Külüyne, Külüğne. 

Höyük, yığma toprak tepe. Şarkışla yöresinde en az iki yerde bizzat tespit ettim bu sözcüğü. Anadolu'da başka yerlerde de kullanıldığını öğrendim.  

 

Babaanne ve Anneanne Bileşik Sözcüklerine Dair   

Nineler için böylesi bir tanımlama sistemi var olduğu halde Dedeler için yok mu? sorusuna yanıt ararken ulaştığım bir sonuç. (Aşağıdaki bilgi Talat Tekin'den alıntıdır.)  

1. Günümüz Türkçesi:  

a. anneanne (<anne anne-si: "annenin annesi olan nine")  

b. babaanne (<baba anne-si: "babanın annesi olan nine")  

2. Eski Osmanlıca:  

a. anaata (<ana ata-sı: "annenin babası olan dede")  

b. ataata (<ata ata-sı: "babanın babası olan dede")  

Kaynak: “Amca” ve “Teyze” Kelimeleri Hakkında, Talat Tekin, 1960, Belleten - Türk Dili Araştırmaları Yıllığı, Cilt: 8 , Sayfa: 283-294

 

Yerimek

"Yürümek" fiili Anadolu'da bazı yörelerde "Yerimek" şeklinde söylenir.  Bu durum sadece fiilin halk ağzında yanlış kullanımından kaynaklanıyor değildir. "Yer" kavramı ile bağlantısı dikkate alındığında ayağını yere basmak, yerde ilerlemek manasına gelir. Alıntı: "Kostak kostak yeri yeri (yürü yürü) / Çapraz çapraz yeri yeri (yürü yürü)" - halk türküsü

 

Komutan

Asya Türkçesinde "komutmak" diye bir fiil var. Harekete geçirmek, canlandırmak, coşturmak, galeyana getirmek anlamlarına geliyor. Mesela şamanlar için kullanılmış bazı eski metinlerde. Fiilde anlam kaydırması yapılmış, hatta bayağı bir zorlama şekilde yapılmış bu. Kumandan, kommandant gibi biçimlerde değişik dillerde yer alan bu kavrama Türkçe bir karşılık oluşturulmuş. Homutmak/Komutmak fiili bence aslında Homuz/Komuz/Kopuz kelimesi ile de bağlantılıdır. Türkçe'nin sınırları, gücü, alternatif türetme yeteneği konusunda ilginç bir örnektir. Dilimize gayet de güzel yerleşmiştir. (Kumandan demiyoruz Komutan diyoruz.)

 

Oy

Asya Türkçesindeki "oy" kelimesi fikir (düşünce) anlamına gelir. Türkiye'de dil devriminde kelimeye yeni bir anlam yüklenerek kullanıma sokulmuştur. Son derece yerinde ve uygun bir anlam yüklemesi olmuştur (şahsi görüşüm). Asyadaki Türk dillerinde bahsettiğim anlamda da kullanılmaya devam ediyor. Ama bizim anladığımız şeyi anlamıyorlar. Mesela "benim oyum..." diye başlayan bir cümle kurarsanız "benim bu konudaki fikrim..." gibi bir şey anlarlar.

 

Ücra

Ücra (uzak, ıssız, tenha) kelimesi şeklen bakıldığında Arapça veya Farsça kökenli gibi gözükmektedir, ancak neredeyse ittifak halinde Türkçe olduğu görüşü kesinlik kazanmış gibidir. Uç kelimesi ve eski Türkçede daha fazla, daha çok olma anlamı bildiren -ra eki ile oluşmuştur (Uçra/Ucra).

 

Günücü

Haset, kıskanç. Günülemek fiili haset etmek, kıskanmak anlamına gelir. Olağan kıskançlıkta "neden bende yok?" diye olumsuz bir duygu durumu vardır, günülemede ise "bende yoksa onda da olmasın" hatta daha ileri boyutlarında "bende yoksa hiç kimsede olmasın" duygusu bulunur. Kelime kökü Gön (deri) ve Gönül kavramları ile bağlantılı olup ilk söylenişi çok büyük olasılıkla "Gönülemek" biçimindedir.

 

Gişi

Erkek, adam, koca (Akçakışla köyü, Şarkışla - Kayda geçiren: Öğr.Gör. Deniz Karakurt). Akçakışla'da 1990'lı yılların sonuna kadar kullanılmaya devam etmiş bir sözcüktür. "Kişi" kelimesinin herkesçe bilinen standart "insan, birey, şahıs" anlamlarından farklı olarak daha dar bir içeriğe sahiptir. Sadece erkek cinsiyeti tanımlar. Kadınların daha eski dönemlerde hem arkalarından hem de yüzlerine karşı kocaları için bu ifadeyi kullandıkları bilinmektedir. Örneğin "Benim gişi bugün tarlaya gitti."

 

Albıszsuyu

Rakı. Sivas merkezde eskiden kullanılırmış bu tabir. (Albıs/Albız: İnsana zarar veren, şeytani kötü varlık.)

 

Oralıklı Olmak / Olmamak

Sivas yöresinde kullanılan bir tabirdir. Kayıtsız kalmak, umursamamak, ciddiye almamak, dikkatini vermemek ve ayrıca olumlu biçimiyle kullanıldığında tersine anlamlar içerir.

 

Timir-At (Demir-At)

Bisiklet veya Motosiklet bazen de Araba (Yakutistan / Sakha dili). Yakutistan'da 2000'li yıllara kadar sözlüklerde resmi olarak yer alan kelime bugün de halk ağzında kullanılmaya devam etmektedir.

Temir At

Araba, Otomobil (Altayca). Pavel Vasilyeviç Kuçiyak adlı Altaylı yazarın “Temir At” adlı hikâyesinin konusu Altaylara ilk otomobillerin gelişiyle ilgilidir.

 

Savlama 

Sözlüklerde yer alıyor ama özelleştirilmiş bir anlam yüklenmemiş. Aklıma ilk gelenler...

1. İddia (önesürme, oyun)

2. İddianame (hukuki terim)

3. Tez (Sav yerine belki daha uygun olabilir)