Kaynak Kişi: Rauf Mirza (Rauf Mirzə)
Derleyen: Deniz Karakurt
Kosalar köyü, Azerbaycan'ın Hocalı Bölgesi'nde yer almaktadır. Karabağ sırtının yamacındadır. 1988-1994 yılları arasında gerçekleşen Birinci Dağlık Karabağ Savaşı sırasında sürgün edilmelerinden önce nüfusun büyük çoğunluğu Azerilerden oluşmaktaydı. 1992'de ayrılıkçı Ermeni güçleri tarafından ele geçirildi.
Ek bilgi / Sonraki yıllar: Eylül 2020’de başlayan ve yaklaşık birbuçuk ay süren İkinci Karabağ Savaşı'nın sonrasında 10 Kasım 2020'de imzalanan üçlü anlaşma uyarınca Kosalar köyü, Rus Barış Gücü'nün kontrolüne girmiştir. 19 Eylül 2023'te gerçekleştirilen taarruz sonrasında ise yeniden Azerbaycan topraklarına katıldı.
Konum: Kosalar köyü, Azerbaycan'ın güneybatısında, Küçük Kafkasya olarak bilinen bölgenin ortasında, Hankendi'nin 8 km batısında, Şuşa'nın 10 km kuzeybatısında, Hocalı'nın 14 km güneybatısında, Karabağ'ın kuzeydoğusunda yer almaktadır. Köy, Darçay nehri boyunca vadilerin ve tepelerin arasında kurulmuştur.
Köyün adı: Yerleşimi kuran Kosalar olarak bilinen ailenin adından kaynaklanmaktadır. Köyün ilk sakinlerinden biri Hacı Avaz'dır. Ona Kosa Avaz da diyorlardı ("Kosa" diye seyrek sakallılara veya sakalı bıyığı olmayanlara denir – Türkçe’deki Köse sözcüğü). Böylece sonraki nesillere bir aile adı olarak Kosalar denilmiş ve köyün adı da bundan türemiş olabilir. Komşularımız olan Ermeniler "Kosa" kelimesinin sonuna "kan" takısını ekleyerek söylemişlerdir (Kosakan biçiminde). İlk ahalinin köyümüze yerleşmesiyle ilgili çeşitli varsayımlar vardır. Bunlardan biri Laçın’ın Kosalar köyünden gelenlerle ilişkilendirilmesidir. Bir söylentiye göre yerleşim, Zengezur (Zəngəzur) bölgesindeki Laçın ilçesinin Kosalar (bugünkü Ağoğlan) köyünden göç eden aileler tarafından kurulmuştur. Ancak bu o kadar da makul değildir. Nüfusun oradan aynı şartlara sahip başka bir bölgeye taşınması fikri hiç de mantıklı görünmüyor. Başka bir raporda köylülerin Kazak (Qazax) ilçesinin Kosalar köyünden geldikleri belirtiliyor. Gürcülerin Azerbaycan'ın sınırlarını sıklıkla ihlal ettiğini görüyoruz. Bunun sonucunda birçok insan baskınlardan kaçarak canlarını kurtarmak için bulundukları yerleri terk etmişlerdir. (Kaynaklara göre Türk soylu Kazak boyu 11-12. yüzyıllarda Azerbaycan'ın kuzeybatı topraklarına yerleşmişti. 18. yüzyılın başlarında bunların bir kısmı Karabağ'a taşındılar). Ancak bu olasılıkların hiçbirisi kanıtlanmış değillerdir. Kosalar köylüleri yaşadıkları bölgeyi "Beşdeliler" (Beşdəlilər) ve "Tarifdaş" (Tərifdaş) olarak da adlandırmaktadırlar.
Kosalar köklü bir tarihe sahip köylerden biridir. Tarihi gerçekler ve araştırmalar köyün 700 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor. Soyağaçlarının izini sürdükçe bu durum daha iyi anlaşılıyor. Nüfusun buraya yerleşmesini 18. yüzyıla bağlamak doğru olmaz. Tam tersine köyün daha da eski bir tarihe sahip olduğu görülmekte. Ahalinin burada derin bir tarihi bulunmakta. Bunu doğrulayan birçok bulgu var.
Tepe (Təpə) denilen yerdeki inşaat çalışmaları sırasında, Balagan (Balaqan) mevkisinde ise ekin zamanında bulunan testiler, gümüş kemerler, bakır kaplar, kil kaplar vb. bulgular ve Müslüman geleneğine göre yapılmış eski Oğuz mezar anıtları, köyün eski bir Oğuz-Azerbaycan vatanı olduğunu kanıtlıyor. Bu mezar anıtlarının üzerinde herhangi bir yazıt bulunmamakla birlikte, bahsettiğimiz gibi gömme yöntemi, bu mezarların çok eskiden yaşamış dedelerimize ve büyük dedelerimize ait olduğunu göstermektedir.
Nüfus nereden gelirse gelsin, ne zaman yerleşirse yerleşsin, biz orada doğduk, büyüdük ve öldük. İnsanın doğduğu yer annesidir, onun için kutsaldır.
Kosalar'ın zengin ormanlarında çeşitli ağaç ve çalı türleri yetişmektedir. Aynı zamanda Kosalar ormanları yabani meyve ağaçları açısından da zengindir. Bölgede pek çok şifalı bitkiler de bulunmaktadır. Kosalar köyünün ormanları zengin bitki örtüsünün yanı sıra hayvan çeşitliliğine de sahiptir.
Kosalar köyünün çevresinde, Kırkkız (Qırxqız), Deveboynu (Dəvəboynu), Ya-Ali (Ya-Əli) gibi dağlar yer almaktadır.
Köyün toprakları geçmişte zaman zaman Ballıca ve Hanazak (Xənəzək ) köyleri arasında paylaştırılmıştır. Kırsal altyapının oluşturulmasında ilk adım 1923 yılında Kosalar köy sovyetinin kurulmasıyla atılmıştır. Sovyetler Birliği döneminde Kosalar köy meclisi -merkezde Kosalar olmak üzere- 6 köyden oluşuyordu. Diğer bağlı köyler şunlardır: Başkend, Yaloba, Cavadlar, Canhasan ve Garagav yerleşimleri. Daha sonraki dönemlerde vilayetten birkaç kez köyün Hankendi şehrinin eteklerinde Horoztepe (Xoruztəpə) denilen yere taşınması teklif edilse de uygulamaya geçirilmedi. Zaten yanlış bir karardı.
Düğünler (Toylar): Azerbaycan'da evlenmenin geleneksel yolu, elçilik aracılığıyla kızı nişanlayıp evlendirmektir. Ancak kız kaçırmak aynı zamanda halkımızın kadim geleneklerinin de ayrılmaz bir parçasıydı. Düğünler, köy sakinlerin ormanlardan elde edilen malzemelerden inşa ettiği yapılarda gerçekleştirilirdi. Eskiden düğünler geceli gündüzlü 2 gün sürüyordu. Daha sonra 1 güne düştü, artık düğün salonlarında (şadlıq saraylarında) 5-6 saat yapılıyor. Köy halkı hep birlikte yeni ev inşa edenlere yardım ederdi. İnsanlar birbirine güven duyuyordu.
Savaş: Kosalar köyü, Yukarı Karabağ'ın işgal edilen son köyüdür. Sonuna kadar direnişte bulunulmuş ve toplam 18 kişi şehit olmuştur, ancak 10 Mayıs 1992 köy işgal edilmiştir. Çatışmaların başlangıcından itibaren Karabağ'ın her yerinde olduğu gibi Kosalar köyünde de halkın elindeki av silahları toplanmıştır. Buna rağmen öz-savunma grupları, ayrı ilçelerden ve askeri birliklerden muharebe silahları temin ederek köyün savunmasını örgütlediler. 8 Mayıs 1992'de Şuşa şehri Ermeniler tarafından işgal edildi. 9 Mayıs'ta bu haber köye ulaşınca halkın son umudu da söndü. Çünkü Şuşa, köyün savunucularına yiyecek ve cephane sağlanması konusunda tek kaynak yeriydi. Böylece Hocalı ve Hankendi işgal edildi. Şuşa'nın işgali köyün kuşatılmasına yol açtı. Ertesi gün köy Ermeni askerlerince ele geçirildi.
İşgalden önce Kosalar köyünde okul, kütüphane, kulüp, muayenehane, kolektif çiftlik, postane, bazı üretimhaneler, yerel tarih müzesi, ayrıca tarihi eser olarak "Muhammed Ağa'nın Odası" (Məhəmməd Ağanın Otağı), "Darılı Piri", "Elem Ağacı" (Ələm Ağacı) ziyaretgahları ve taş mezarlar bulunuyordu. Nüfusu ise yaklaşık 2.500 kişiden oluşuyordu.
Köyün etrafı yoğun ormanlar ve dağlarla çevrilidir. Bahar aylarında buraların gizemli güzelliği yürekleri heyecanlandırır. Kocaman ve uzun bir meşe ağacının üzerine konmuş, neşeli şarkılar söyleyen alabahta (alabaxta) kuşunun sesi etrafa yayılır. Sert ve dik kayaların arasından fışkıran buz gibi pınarların uğultusu, kuşların cıvıltılarına karışır.
Bizim için Azerbaycan'ın her parçası ana vatanımızdır. Ancak memleketimiz Kosalar köyü bir an bile unutulmuyor. Köyümüze dönersek bu bizim için mutluluk olur. (Derlemeci notu: Bu bilgilerin verildiği yıllarda Kosalar köyü Azerbaycan egemenliği altında değildi ve köy halkı sürgündeydi.)
Geçmişte bölgede "Garadam" (Qaradam – toprak çatı) ve "Tağbend" (Tağbənd) ev tipleri yaygındı. Köy, kendine özgü mutfağıyla dikkat çekiyordu. Bölgede özellikle halıcılık gelişmiştir. Yörede tüylü ve havsız halılar, geometrik süslemeler ve işlemeler yaygındır. Karabağ halıları ağırlıklı olarak meşe (palıdı), kızıl, mor renklerden oluşuyordu. Karabağ'da halı dokumacılığının ana merkezi Şuşa'ydı. Ayrıca diğer zanaat alanları; demircilik, marangozluk, ağaç işleme vb. gelişmişti. Köyümüz dağlık bir alanda yer aldığından tarım hep geri plandaydı.
Köy kulübü, çeşitli etkinlikleriyle sakinlerin gönlünde unutulmaz anılarla dolu derin izler bıraktı... Televizyonun köyde bulunmadığı zamanlar vardı... Hint yapımları başta olmak üzere farklı ülkelerin filmleri sık sık köye getiriliyor ve kulüpte gösteriliyordu. Bu gösterimleri farklı yaş gruplarından insanların yanı sıra kadınlar ve kız çocukları da izleyebiliyordu... O zamanlar bu tutku farklıydı. Herkes sinemaya gitmek için acele ederdi. Gençler film kahramanları gibi giyinmeye çalışırlardı. Uzun saçlar, geniş paçalar, özellikle kot pantolonlar bu kıyafetlerin ana unsurlarıydı... Kulübün Kosalar merkez köyünde olması nedeniyle, diğer köy sakinleri de uzak mesafeye rağmen tüm gösterimlere katılırdı. Akşam, gösterim bittikten sonra herkes kendi sohbetini yapan kişiye eşlik ederdi... Ne güzeldi o anılar... Yolu nasıl geçtiğinizi, nereden geldiğinizi hatırlamak zordur. Bazen farklı yerlerden konser grupları gelirdi. Aynı zamanda köy kulübü de kendi etkinliklerini izleyicilere sunardı. Bu tür konserlerin hepsinde Möhübbet Aliyev (Möhübbət Əliyev) yerel temsilci olarak gelen konser grubuyla birlikte mutlaka sahne alırdı. Öyle olurdu ki, köy kulübü ekibiyle birlikte geziye çıkardı.
Greh yolu (Qreh yolu) - Fransızlar, değerli kızıl meşeyi Avrupa'ya taşımak için Çaygovuşan (Çayqovuşan) mevkisinden Laçın'a bağlı Farraş ve Nureddin (Fərraş və Nürəddin) köylerine kadar bir araba yolu inşa etmişlerdi.
Bağlı Köyler:
Cavadlar: Aslen Halfali (Xəlfəli) köyünden olan Cavad adlı kişi (Meşhed'de olduğu için ona Meşhadi Cevad deniyordu / Məşhəddə olduğu için ona Məşədi Cavad deyirdilər) 1980'lerde Kosalar köyüne gelir. Köyde yaşayan ev sahibi Muhammed Bey'den yaşayacak bir yer satın alır. Orada kendisine çatı yaptırarak mülk edinir. Daha sonra Muhammed yalnız kalmamak için bir komşu getirmek üzere izin alır. Yıllar geçtikçe nüfus artar ve köy ortaya çıkmaya başlar. Köyün adı aynı zamanda ilk sakini Meşedi Cevad'ın adıyla da bağlantılıdır.
Başkend (Başkənd) [Türkçe – Başköy]: Mıhdöken (Mıxtökən) dağının eteğinde yer almaktadır. Bölge çoğunlukla dağlık olduğundan tarım arazisi neredeyse hiç yoktur. Meyve yetiştirmek için arazi daha uygundur. Köyde büyük meyve bahçeleri vardı. Soğuk su kaynakları ve yöredeki yoğun bir nehir ağı köyün karakteristik özellikleri arasındaydı. İklim yazın serin, kışın ise sertti. Kış uzundu (5-6 ay). "Baş" kelimesi büyük, yüksek, ana, başlangıç vb. anlamlara gelir. Edinilen bilgiye göre halk bu köyden göç ederek başka birçok köye yerleşmiş. Halk arasında bu köye başka isimler de verilmiştir. Örneğin: "Ankova" (Ayanki oba: Karşı taraftaki köy anlamında).
Yaloba: Köy bir tepe üzerine kurulmuştur. Sağda ve solda dik vadilerden oluşuyordu. Bir vadi onu Başkent köyünden ayırıyordu. En eski ve en büyük mezarlık da bu köyün üst kısmında bulunuyordu. Aslında bu ismin anlamı açıktır: "Yal" (tepe, yükseklik) ve "Oba" (oymak) sözcüklerinin bileşimidir.
Canhasan (Canhəsən): Nispeten iyi bir tarım arazisine sahiptir. Bölge meyve yetiştiriciliğine daha uygun olduğundan geniş meyve bahçeleri vardı. Köy nüfusunun çoğunluğu 19. yüzyılda İran'ın Hamedan yöresinden gelmiştir. Bey neslindendi bunlar. Azerbaycanlı besteci Üzeyir Hacıbeyov (Üzeyir Hacıbəyov) ile aile bağları vardı. Üzeyir Bey'in "Fışkanın Yalı" (Fışqanın Yalı) denilen yerde kendilerine beş katlı bir ev yaptırıp onları yerleştirdiğini söylüyorlardı.
Garagav (Qaragav): On altı haneli köy Kırkkız dağının eteğinde bulunuyordu. Bölgenin yerleşimi 18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyılın başlarına kadar uzanıyor. Söylenene göre nüfusun çoğunluğu Laçın bölgesinden geliyordu. Garagav isminin etimolojisi de ilginç bir konudur. Garagav: "Kara" (siyah renkli) ve "Gav"(geçit) sözcüklerinin bileşimidir yani “kara geçit” veya “zor geçit” manası taşır. Garagav'ın tarihi mezarlığı "Bayramdüşen" mevkisindedir. Nüfusun asıl mesleği sığır yetiştiriciliğiydi. Geniş mera ve orman alanları vardı. Garagav köyü, Karabağ nüfusunun büyük bir kısmına yağ, et ve bal sağlıyordu. Geniş ekim alanları vardı. 20. yüzyılın sonuna kadar hiçbir yol yapılmamış, o zamanlar tek ulaşım aracı atlarmış.
Kaynak Kişi: Rauf Mirza (Rauf Mirzə – tam adı: Rauf Yaquboğlu Mirzəyev)
Derleyen: Deniz Karakurt
***