Maalesef İç-Anadolu'daki köylerin büyük bir kısmı boşalmış durumdadır ve pek çoğunun nüfusları daha da azalmaya devam etmektedir. Köy niteliği kaldırılarak mezraya çevrilmesi gereken yerlerin sayısı hiç de az değildir. Yakın gelecekte ise az sayıdaki yaşlıların ölmesi ile birlikte içlerinde oturan hiç insan kalmayan, tamamen terk edilmiş yerleşim birimleri peş peşe ortaya çıkacaktır. 

Köylerin varlığını tüm toplum nüfusuna oranında belirli bir düzeyde sürdürmesi değişik açılardan önem arz eder. Hayvansal ve tarımsal üretimin gerçekleştirilmesi, bu alanlarda gerçekleştirilecek bireysel yetiştiricilikler sayesinde yerel pazarlara katkı sağlanması, bitkisel çeşitliliğin sürdürülmesi, kırsal kültürün korunması bunların en önemlileri arasındadır. 

Yine görülmüştür ki tüm dünyada köyler etnik azınlıklar. için kültürel bir sığınak ve koruma alanı görevi görüyormuş aslında. Köylerini özellikle ekonomik gerekçelerle terk eden gençler ve aileler yüzlerce yıldır köyde bir arada korudukları kendi dillerini gittikleri şehirlerde bir süre sonra hiç konuşmayarak ve çocuklarına öğretmeyerek sadece bulundukları ülkenin dilini konuşarak kendi geleneklerini de yavaş yavaş unutarak kentlerde büyük kalabalığın içinde kültürel açıdan yitip gitmekteler. Yeryüzünde bunun farklı ülkelerde binlerce denebilecek kadar pek çok örneği vardır. Bu durum bir arada olmaktan kopup ayrı ayrı hareket etmekten ve ortaklaşa davranışlardan uzaklaşarak bireyselliğe yönelişten kaynaklanmaktadır. Bu şekilde on binlerce insan sadece birkaç yıl içinde kendi etnik kültüründen, geleneklerinden ve dilinden uzaklaşıp kopabilir.

Köyden kente aşırı göç ilçelerden başlayarak şehirlere ve büyük şehirlere yönelik dengesiz ve düzensiz nüfus hareketliliği nedeniyle pek çok problemi beraberinde getirmektedir. Yanlış şehirleşme, altyapı sorunları, kültürel uyumsuzluk, ayrıca talep enflasyonu nedeniyle kiralarda ve ev fiyatlarında aşırı artış gibi bağlantılı sorunlar da ortaya çıkacaktır.

Köylerin terkediliş gerekçeleri genellikle ekonomik ve sosyal beklentilere dayalıdır. Göç gerçekleştikten sonra köy ile olan veya olması tasarlanan bağlantılar ise genellikle ilk düşünülen biçimde gerçekleşmez. Yakın yerlere göçülmüşse arada bir gelme, uzak yerlere gidildiğinde ise yazları köyde geçirme gibi planlar daha sonradan istenildiği gibi sonuçlanmaz. Göçen ailelerin büyükleri veya daha sonradan çocukları çeşitli nedenlerle bu geçici geri dönüşleri veya ziyaretleri ertelerler ve böylece bağlar zayıflar, daha sonra da kopma noktasına gelir. Bu gerekçeler çeşitlidir, kişilere veya ailelere göre değişiklik gösterebilir. Şehirlerdeki işlerin başının bırakılamayışı, zaten kısa olan yaz tatillerini daha iyi değerlendirme isteği, turistik tatil mekanlarına gitme yönündeki baskı, köye kısa süreli de olsa geri dönüldüğünde evlerde temizlik ve bakım yapma gerekliliği, şehirde alışılan standartların hem sosyal yaşam hem de alışveriş düzeyinde bulunamayışı ilk akla gelen nedenlerdir.

Köyden kente göçün ekonomik ve sosyal nedenleri ise ayrıca incelenmelidir.