Yazıyı bu kez elimden geldiğince kısa tutmaya çalıştım. 

Rahmetli dedem çocukluğumda ilkokul ve ortaokul yıllarımda beni ve kız kardeşimi ayda bir kere, hadi olmadı iki ayda bir kere mutlaka lokantaya götürürdü. Şaşmaz bir biçimde gittiğimiz iki yer vardı. İlki Kepçeli'deki odun ateşi ile pişiren dönerci, diğeri ise sebze halinin üst katındaki yine bir et lokantası... 

Bahsettiğim sebze halinin bu üst katında bulunan lokantada bizler döner veya ızgara yerken dedem mutlaka sebzeli söylerdi. Yemin billah ederek söyleyebilirim ki gelen bir tane Sebzeli Sivas Kebabı 3 kişiyi doyuracak kadar olurdu o zamanlar. Dedemin hepsini nasıl yediğine şaşar kalırdım. İlk başlarda çok fazla cazip gözükmese de zaman içinde ben de alıştım ilerleyen yıllarda. Daha sonra hatırladığım kadarıyla o lokanta kapandı. Ben ise Sebzeli Sivas Kebabı yediğim başka yerlerde bazen neredeyse yaklaşan lezzetleri bulduğum da oldu, düş kırıklıkları da... Çok basit gözükmekle beraber her yerde başarılamıyordu anlaşılan. Yine öğrendiğimize göre özel bir fırın gerekiyordu şişlere dizilerek dikine asılmış bir vaziyette pişiriliyordu. 

Ama beni en çok şaşırtan şey üniversitede okurken, Tokatlı bayan bir sınıf arkadaşımın "sebzeli kebap bizim memlekete aittir" demiş olmasıdır. İtiraz ettiğimde "hangi memlekette sebze daha çok yetişiyor bir düşün" dedi bana. O an diyecek bir söz bulamadım. Ya Tokat'ın bu konudaki ününden ya da Sivas'ın da bir zamanlar bostan memleketi olduğu unutulduğundan olsa gerek bir adım öndedirler bu iddiada. Diyecek sözüm yoktur bu konuda.

Ama ne olursa olsun ben en az 40 senelik geçmişini bilirim Sebzeli Sivas Kebabının. Yaşı gereği daha ötesini de hatırlayanlar çıkacaktır. Ancak kime ait olduğu değil de hepsinden öte esas mevzu aslına uygun yapılarak unutulmamasıdır bu lezzetin.