1962 yılında Milliyet gazetesinde 5. sayfada yayınlanan haber özeti ve daha sonra edinilen bilgiler şöyledir.
Gazete haber özeti:
1942 yılında Erzurum Postası treni bir gece yarısı Şarkışla'da durur. Trenden susamış bir çocuk iner. Yaz günü çeşme başı çok kalabalıktır ve sıra beklerken treni kaçırır. Panik halinde (gazete şuursuz biçimde diyor) sağa sola koşar. Ailesindeki kişilerin isimlerini sayar. Babasının ölmüş olduğunu söylemektedir. Ama soyadı, yaşadıkları şehir, köy adları hiçbiri yoktur hafızasında. "Durmuş Dayı" (soyadı Kızılyazı) olarak bilinen bir kişi koruması altına alır ve o ölünceye kadar 15 yıl yanında çalışır.
Şarkışla ahalisinden edinilen bilgiler:
Durmuş dayı ölünce oğlu "Bekçibaşı Yusuf" yanına almış. Ekmeğini yediği her kapıya bereket getirdiğine inanıldığı için herkes ona sofrasını açarmış. Kendisine verilen 5 kuruşu (veya) 10 kuruşu alır gerisini bırakırmış. Bu nedenle "5 Kuruş Ahmet" olarak da adlandırılırmış. Hacca hiç gitmediği halde defalarca kendisini hacda gördüğünü söyleyen insanlar bulunmakta. 1980'li yıllarda ehliyetsiz traktör kullanan bir genç polisten kaçarken çarpmış ve birkaç gün hastanede kaldıktan sonra ölmüş.
(Şarkışla ahalisinden kendisini hatırlayanlar Öksüz Ahmet'in Erzurum şivesiyle veya kimileri de Kars şivesiyle konuştuğunu söylemektedirler. Soyadı "Gidik" olarak nüfusa yazdırılmış. Aklının yerinde olmadığı düşüncesi ile bu soyad uygun görülmüş. 70'li yılların sonunda bir hayırsever kendisini de alarak birlikte Erzurum'a gitmişler ve köyünü bulmuşlar, yalnızca ablası hayattaymış. Yalnız hissettiği için kalmak istememiş ve geri dönmüşler.)