Derleme Tutanağı

 

Konu: Sivas'ın Yıldızeli ilçesine bağlı Killik köyü yakınlarındaki Gelin Kayası olarak bilinen yerle ilgili rivayet

Kaynak Kişi: Ü. Türapoğlu

Derleyen: Deniz Karakurt 

 

Köyümüzün etrafı dağlar ve tepelerle çevrilidir. Yakınlarda Gelin Kayası denilen bir yer vardır. Söylentilere göre bu kaya aslında kocasının evine gitmek için duvağıyla yola çıkan bir gelinmiş. Ama taş kesilmiş. Ailesinin istemediği hayırsız bir adama gönül vermiş. Kızın sadece anası varmış, babası uzun zaman önce ölmüş. Kadın kızını binbir güçlükle yokluk içinde büyütmüş yetiştirmiş. Kız evlenme çağına gelince anası kime versek diye isteyenler uygun mu değil mi diye düşünürken kız gitmiş nasıl olmuşsa yakın köylerden birinden bir adamla tanışmış. Nasıl olmuşsa artık? Davara, süt sağmaya giderken mi rastlaştılar. Yoksa tarlaya falan giderken mi? Olacak olmuş işte. Adam hem kendinden yaşça çok büyükmüş hem de kötü huyları, kötü alışkanlıkları olan biriymiş. Kızın gönlü böyle bir adama niye gitmiş, belki zengin miydi, yakışıklı mıydı? Kızın gözüne mi öyle göründü? Adam mı peşinde dolanıp dil döküp kandırdı? Ne yaptılarsa kıza laf anlatamamışlar, söz geçirememişler. Vermezseniz kaçarım demiş. Kız dikbaşlıymış. Bunun üzerine anası ve ailesinin büyükleri “Var git karısı ol karışmayacağız,” demişler. Bakmışlar ki laf anlamayacak hiç olmazsa adı kaçtı olmasın diye düşünmüşler. Ama kız bu kez de “gelinlik giymeden çıkmam evden” demiş. Ona da acı zulüm tamam demişler. Kız ağzını açıp “Düğün…” diyecek olmuş. Anası eliyle ağzını kapatıp “Sakın ha!” demiş, “Sus daha da fazla konuşma, düğün günü gelinliğini giy, getirilen ata bin git kocanın evine. Ama söyle o adama sakın ola ki davul çaldırmasın, sen de sakın ola isteyip de davul zurna çaldırmayasın,” demiş. Düğün günü gelip çatmış. Kız getirilen ata binerek evinden ayrılmış. Kız anasına dönerek, “Hayatımda bir kere düğünüm olacak, köyden davul zurnayla çıkacağım” demiş. Anası da kızına “Sana uygun, yaşı yaşına huyu huyuna denk, düzgün bir adamla evlenseydin üç gün düğün yapar, sabah akşam çaldırırdık davulu. Sofralar kurardık. Gece gündüz eğlenirdik. Ben düğün yapmıyor, yas tutuyorum. Eğer inadıma davul çaldırırsan taş olasın,” demiş. Fakat adamın getirdiği düğün alayı biraz ilerleyip de köyün dışındaki bir tepenin ardını dönünce davul sesleri duyulmaya başlamış. Üstelik çifter çifter çaldırıyorlarmış davulu. Ama anasının bedduasına uğramış ya işte. Birden bire kesilmiş sesler. Oraya gidip bakanlar ata binmiş bir geline benzeyen kayayı görmüşler.

Derlemeci notu: Killik köyünün adına dair bilgi elde edemedim. Ancak geçmişte yöreden kil çıkarılmasıyla ilgili olması muhtemeldir. Köyün yakınlarından Çakraz Deresi geçer. 

Kaynak Kişi: Ü. Türapoğlu

 

Derlemeci açıklaması / ek bilgi: Komşu köylerden biri Dikilitaş olup adının kökenine dair net bir bilgiye ulaşamadım, ancak tahmin yürütmek mümkün olup yakın çevredeki doğal bir kaya oluşumunun veya eski bir kalıntının bu adın verilmesine neden olması büyük olasılıktır. Gerçekten de köyün üst kısmında Bizans dönemine ait kalıntıların yer aldığı bir ören yeri bulunduğu bilgisi verildi. Fakat Dikilitaş köyünün adı ile bağlantısını kuracak bir bilgi elde edemedim.

Derleyen: Deniz Karakurt