Türkçedeki dönüşlülük eki olan -n bir tür kendine yönelişi ifade eder. Fakat bu ekle oluşan kelimeler kimi zaman mecazi diyebileceğimiz uzak anlamlara doğru kayar. Hatta tamamen farklılaşabilir. Aşağıdaki sınıflandırma tamamen bana aittir herhangi bir yerden alıntı değildir. 

Örnekler

1. Yakın anlam: Süslenmek (kendi kendisini süslüyor.) 

2. Esnek anlam: Bakınmak (sadece kendine değil çevreye de bakıyor.)

3. Uzak anlam: Yakınmak (yakmak fiili ile ilişkisi görülebiliyor, ama doğru çözümleyip açıklamak gerekiyor.)

4. Farklılaşmış anlam: Alınmak (açıklayabilmek galiba özel bir yetenek gerektiriyor, ama bir kez anlayınca cevabı basit aslında.)

Dinlenmek: Kişinin yorgunluğunu gidermesi. Ama dönüşlülük ekine baktığımızda "kendi kendisini dinlemesi" olması gerek. Mecazi bir anlama doğru kaymış olduğu görülüyor. "Kafayı dinlemek" veya "kendini dinlemek" gibi deyimlerde gördüğümüz anlamı ifade ediyor. Hatta kelimenin ilk bağlamından tamamen koptuğunu görüyoruz. Kökteki anlamla arasında belli belirsiz çok zayıf bir anlamsal bağ kalıyor.

Alınmak fiili de Türkçe'de bugün de kullanmaya devam ettiğimiz "üstüne alınmak" deyimi ile aynı içeriğe sahiptir. Yakınmak sözcüğünü açıklarken ise Yakmak fiilinin şarkı söylemek, beste yapmak anlamı da ayrıca dikkate alınmalıdır.  Ritimli bir biçimde söylenmek gibi... Şikayetlenmek de böyle algılanmış görünüyor. Tabi ki kişinin canının yakılmış olması bağlantısı gözden kaçmamalıdır.