Avrupa halkları günümüzde "lider" değil "yönetici" istemektedirler. Yakın tarihe bakıldığında Avrupa toplumları özellikle 2. Dünya Savaşı öncesinden başlayarak ortada hiçbirşey yokken, durduk yere dünyaya kafa tutacak "lider" arayışlarının bedellerini çok ağır ödemişlerdir. Her birini tek tek saymaya gerek yok, birbirleriyle bu konuda yarışa girmişlerdir. Sonuçları vahim olmuştur. O yüzden geçmişteki yaptıkları bu hatadan ders çıkararak günümüzde ülkelerindeki sosyal ve ekonomik koşulları düzgün yönetecek, bozulduğunda tekrar düzeltecek yöneticiler istemektedirler. Dünyaya kafa tutmak diye bir dertleri yoktur. Dolayısıyla seçtikleri insanların da işlerini düzgün yapan ama kendileri gibi, herkes gibi sıradan insanlar olarak algılandığı görülmektedir. Giderse ne olur diye hiç kimse korkmaz. Bununla da kendisini kimse korkutamaz. Çünkü lidere değil işinin ehli yöneticiye ihtiyacı vardır. Onu da her zaman bulabileceğini bilir.
İlginçtir Batı uygarlığı içerisinde (Avrupa'nın bir parçası olmadıkları için belki de) ABD zaman zaman bunun tersine örnekler sergiler. Doğu toplumları ise yine sıklıkla dünyaya kafa tutan adam arayışı hastalığını devam ettirirler. Örneğin Rusya...
Liderlere ise olağanüstü koşullarda ihtiyaç duyulur, normal zamanlarda değil... Bunun için de sahte tehlike algıları oluşturulur, hatta giderek artan dozlarda bu gibi durumların içine bile girilir.
Rusya'da son 30 yıldır yaşanan durum tam olarak budur. Ayrıca Ukrayna Savaşı'nın en az 6 farklı nedeninden bir tanesinin de bu olduğunu söylemek mümkündür.


