Önce bir örnekle anlatalım...
Diyelim ki öğretmensiniz, ders anlatmayı sadece maaş aldığınız bir meslek olarak görüyorsanız, bunu sürdürecek bir anlayışla yaparsınız işinizi, kendinizi de yormazsınız, öğrenciyi de yormazsınız. Bir süre sonra da arkanızdan işittiğiniz övgü sözleri belirleyici hale gelir. Bolca yüksek not dağıtırsınız, anlattığınız dersi azaltıp kimsenin zihnini yorup zahmete sokmazsınız. Aldığınız alkış artar. Herkes yatmaya, rahata, hazıra konmaya biraz daha alışır.
Ama işlediğimiz derslerin içinde başka bir amacınız da varsa, öğrencileri çalıştırmak gibi, öğrenmeye zorlamak, çalışma ahlakı kazandırmak gibi mesela, onların bizden çok da hoşlanmayacağını, yakınabileceğini hatta eline geçen fırsatta bir yerlere şikayet edebileceğini her zaman göz önünde tutmamız gerekir. İyilikleri için uğraştığınız kimseler bunu anlamazlar, anlamak bile istemezler tersine size değişik düzeylerde husumet bile besleyebilirler. Dersi sadece para kazanmak için anlatıyorsanız bu olasılıklar oldukça aşağıya düşer elbette ki. Sevgi yumağına dönüşürsünüz gözlerinde. Bana ne dersiniz, ona göre davranırsınız, öğrencinin gözünde sizden iyisi olmaz. Herkes için genellemiyorum bunu elbette, tersine aklı başında öğrencilere de rastlamak mümkündür ama onlar da arada kaybolur giderler.
Ama karşılaşma ihtimaliniz olan bu olumsuzluklara karşı bakış açınız "umrumda bile değil" ise doğru olanı yapmaya, yorulmaya, kendinizi yormaya, insanlığın geleceğine katkı sağlamak için uğraşmaya, doğru yolu göstermek için çalışmaya devam edersiniz.
Ders üzerinden örneklediğim bu durum hayatın alanında karşımıza çıkar.
Popülizm en basit açıklamayla popülasyonun (topluluğun) hoşuna gidecek yaklaşımları esas alan uygulamaları gerçekleştirerek popüler (beğenilir) olmak demektir.
Hoşa giden herşeyin aslında doğru olmayabileceği dikkate alındığında kısa vadede popülerliği artıran bu uygulamaların içerisinde orta ve uzun vadeli gelecekte pek çok ciddi sorun doğuracak yanlışın bulunma olasılığının da yüksek olduğu görülecektir.
Doğru başka bir şeydir, alkışla ölçülmez..


