Hazret / Hazreti ve Hazretleri sözcüklerinin Osmanlı döneminde dinsel olmayan kavramlar için de kullanıldığına dair çok da ayrıntılı olmayan bir araştırmanın sonuçlarından kısaca bahsedeceğim. (Örneğin; Hazreti Padişah, Sadrazam hazretleri, Veziriazam hazretleri. Ayrıca vali, paşa gibi kimseler için de kullanılmıştır. Hatta ülkemizi ziyaret eden yabancı devlet adamlarından bile böyle bahsedilmiştir. Kral hazretleri, Şah hazretleri gibi. Örnekler çoğaltılabilir.) 

Bu kavram, Arapça "huzur" (makam) kelimesi ile aynı kökten gelir. Huzuruna çıkılan, huzurunda durulan kişi anlamı bulunur. Saygınlık, saygıdeğerlik ifade eder. 

Cumhuriyet'in ilk yıllarında özellikle gazetelerde Osmanlı geleneğinden kalma bir alışkanlıkla bu kullanımın bir müddet sürdürüldüğü görülür. Hz. kısaltması isimden sonra geldiğinde "Hazretleri" diye okumak gerekir, örneğin; Fevzi Paşa Hz.

Zannedildiğinin aksine, devlet yöneticileri için bu kullanım Cumhuriyet dönemi içerisinde terk edilmiştir. Ancak dinsel içerikli kavramlar için kullanılması devam etmiştir.

Örnek: "Devletlü Paşa efendimiz hazretlerinin vaki olan mesarifatıdır, müfredattan zikr olunur." (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, İbnü'l Emin - Maliye, Kayıt No: 1544, Tarih: 1682, Bağdat Valiliği'nden mazul olan Ömer Paşa'nın Erzurum'a tayin edilmesinden sonraki kayıtlardan.)

Daha çok sayıda örneğin bulunabilmesi için internet arama araçlarında "sadrazam hazretleri", "veziriazam hazretleri", "padişah hazretleri" aramalarının yapılması yeterli olacaktır.