Karababa Türbesi
Mergesen köyünden Karabey Tulumcu ile 12/11/2020 tarihinde yapmış olduğum ziyaret sonucunda kendisinden derlemiş olduğum bilgiler son derece değerlidir. Teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca yörede edindiğim diğer bilgiler ışığında vardığım sonuçlar eklenmiştir.
Mezar Turna Dağı’nda bulunmaktadır. Karababa Türbesi, Kazancık köyü ve Elmalı köyü arasındaki oldukça yüksek bir tepenin üzerinde yer almaktadır. Bu tepeye de “Kara Baba Tepesi” adı verilmiştir. Kazancık köyü de dağın yamaçlarında kurulmuştur. Yedi kardeşlerden ikincisi olduğuna inanılmaktadır. Yakınlarındaki bölgede başka ardıç ağacı bulunmamasına karşın Karababa’nın çevresi ardıç ağaçlarıyla doludur. Yörede bu ağaçları bizzat Karababa’nın kendi elleriyle diktiğine, bu nedenle ağaçlardan bir dal bile koparan kişinin başına büyük musibetler ve felaketler geleceğine inanılır. Bir rivayete göre ise savaş esnasında Karababa'nın başı kopar, bunun üzerine başını kolunun altına alarak vuruşmaya devam eder. Savaş bittikten sonra bir kolunda başı olduğu halde diğer eliyle mezarını yapmak için taş toplamaya başlamıştır. Taş toplarken kesik başından damlayan kandamlalarından ardıç ağaçları büyümüştür. Bugün Karababa mezarının üzerinde ardıç ağaçları bulunmaktadır ve bunlar kutsal kabul edilirler. Toplayarak mezarı için yığmış olduğu taşlar da kutsaldır. Başka bir söylentiye göre bir savaşta buradaki ağaçlar devrilmiş ancak savaş bitince bir gecede eski haline dönmüşlerdir. Türbenin güney batısında bulunan bir taş üzerinde at nalına benzer izler yer almaktadır. Rivayete göre; Ahmet Yesevi’nin yedi öğrencisi fetih için buraya gelirler. Bizanslılarla yapılan bir savaşta bunlardan birisi düşman tarafından sıkıştırılınca arkadaşlarından birisini yardıma çağırır. Yardıma gelen arkadaşının şahlanan atı bir tepeden diğerine atlamış ve nal izleri taşın üzerine geçmiş. Yöre halkından edinilen bilgilere göre Kazancık köyünden birisi yaptığı inşaat için taş bulamayınca bu yatırın çevresindeki taşları alıp götürmüş, ancak ertesi sabah kalktığında yapmış olduğu ağılın duvarlarının yerinde olmadığını, sadece çatısında kullanılan ağaç ve tahtaların yerde durduğunu görmüş. Daha sonra gidip baktıklarında taşların tepedeki yatırın çevresindeki eski yerlerine götürülmüş olduğunu anlamışlar. Anlatılan başka bir söylentide, defineciler türbenin etrafındaki kaya parçalarını uçurumdan aşağıya yuvarlarlar. Ertesi sabah geri geldiklerinde kazdıkları çukurun kapanmış olduğunu ve kaya parçalarının da yerlerine dönmüş olduğunu görürler. Şifa bulması için getirilen hasta türbenin yanında bu iş için ayrılmış bir yere yatırılır ve uyanıncaya kadar öylece bırakılır. İnanışa göre hasta, rüyasında Karababa adlı evliyayı görürse şifa bulur. Ayrıca bu mezarın yanından akan suyun da kutlu olduğuna inanılır. Ziyaret için gelen insanlar bu sudan abdest alır ve mümkünse yıkanır. Gelemeyenlere ise bu sudan götürülerek içirilir. Mezarı çevresini örten taşların büyük bir kısmı bazalttır. Asfaltsız, sadece yol bakım araçları ile düzeltilmiş ve dolambaçlı toprak yollardan ulaşılabilmektedir.
Kayıtlara göre çok yakınlarda (karayolu ile 14 km, kuş uçuşu 8 km mesafede) bulunan Elmalı köyünde de yine Karababa'ya ait olduğu söylenen bir türbe daha olduğu sonucu çıkarılmaktadır. Ancak dağın arka tarafında kalan Elmalı köyündeki bahsi geçen bu yer, aslında çok büyük olasılıkla yanlış anlama sonucu başka bir yatıra ait farklı bir mezar sanılmıştır. Oysa ki, iki köy dağın farklı yönlerinde kaldığı ve etrafından karayolu ile dolaşıldığında belirli bir mesafe katedildiği için gerçekte yöre halkı tarafından aynı yerden bahsedildiği anlaşılamamıştır.
Şarkışla'da "Karababa" adını taşıyan diğer dağ ve tepelerle karıştırılmamalıdır. Benzer efsanelerin anlatıldığı en yakın bölge Beyyurdu köyünün 4 km batısında ve Sivrialan köyünün 7 km güneybatısında kalan "Karaba Dağı" ve bu dağın uzantısı üzerinde Sivrialan'a 9 km uzaklıkta batı tarafındaki "Karababa Tepesi" olarak tespit edilmiştir.