Derleyen: Deniz Karakurt
Elmalı köyünden Sürmeli Bostancı'dan derlediğim bir ağıt. Tarafların hayatta olan yakın akrabaları bulunduğu için şimdiye de hiçbir yerde söylemeye / yazmaya gönlünün elvermediğini belirtti. 1975 yılında ikisi birlikte genç yaşta öldürülen yeni evli bir karı-koca için yakılmış. Ağıdın öyküsü (kendi ağzından söylediği biçimiyle) şiirin sonunda... Rastladığım en güzel ağıtlardan biri ama keşke yazılmasına gerek olmasaymış dedirtecek kadar da acıklı bir öykü. Geriye sadece ozanın yüreğinin genişliği kalıyor. (Ayrıca kendisine ait başka bir şiir örneği de yazıya eklenmiştir.)
Gara Hoca ile Güller'e Ağıt
Elmalı da Gara Hoca
Nasıl kıydın Sarı Asım
Yüreği vardı koskoca
Nasıl kıydın Sarı Asım
Gitti ki tarlayı süre
Yufkaya peyniri düre
Uzaktan geleni göre
Nasıl kıydın Sarı Asım
Daha askere gitmedi
Yüzünde tüyü bitmedi
Eli beline yetmedi
Nasıl kıydın Sarı Asım
Baba olmayı bekliyor
Vurulmuş yürek tekliyor
Ana Hoca’yı kokluyor
Nasıl kıydın Sarı Asım
Hoca Çorah’da vurulmuş
Kolu kanadı kırılmış
Beden toprağa serilmiş
Nasıl kıydın Sarı Asım
Güller tezeği yapıyor
Sonra kıyamet kopuyor
Görenler yoldan sapıyor
Nasıl kıydın Sarı Asım
Daha üç beş aylık gebe
Güller’in karnında bebe
Teyfik olacaktı dede
Nasıl kıydın Sarı Asım
Muhsine bacı ağlıyor
Figanı yürek dağılıyor
Gözünde yaşlar çağıyor
Nasıl kıydın Sarı Asım
Evlerinin önü yoldu
Kaye’nin gülleri soldu
Ocağına figan doldu
Nasıl kıydın Sarı Asım
Fadime dizine vurur
Komşular uzaktan görür
Jandarmalar köye yürür
Nasıl kıydın Sarı Asım
Yazan: Sürmeli Bostancı
(8’li hece ölçüsü)
1974 - 1975 yıllarında Elmalı köyünde Teyfik ve Fadime Y.’nun oğlu ve benim de arkadaşım olan Ali Y. (“Gara Hoca” derdik) bir kız kaçırmış. Adı Güller idi ve kendisi Feyzullah (Kaye) ve Muhsine E’nin kızıydı. Güller’in bir de amcası vardı; Asım E. (lakabına “Sarı” derler). “Sarı” yurtdışında çalışmaktadır. Kaçırma olayından sonra barış sağlanır, her şey yolundadır. Güller hamile kalır. Bu arada Sarı Almanya'dan izne gelir, Gara Hoca’nın Güller’i kaçırmasını içine sindiremeyen köydeki Sarı'nın eşi ve bazı kadınlar dedikodu yapmaya devam ederler, Sarı'yı o arada Hoca’ya karşı iyice doldururlar. O gün Güller evin önünde hayvan pisliğinden tezek yapmaktadır. Gara Hoca ise Çorak tarafında Yüzbaşı’nın Ağılı denilen mevkideki tarlaya atlarla çift sürmeye gitmiştir. Hoca’nın yalnız olarak tarlaya gittiğini öğrenen Sarı silahını alarak peşinden gider. Aslında Hoca’nın üzerinde de silah vardır ama o daha silahına davranamadan Sarı onu vurur. Sonra doğruca köye gelir, kapının önünde tezek yapan Güller’i görür. Ne yazık ki hamile olan gencecik Güller’i de vurur. Silah sesine çıkan kayınvalide Fadime dizlerine vurarak Güller için ağlamaya başlar, Sarı ise ona “kendi oğluna ağla” diyerek birkaç el Fadime’ye doğru silah sıkarak oradan uzaklaşır. Oğlu Hoca'nın öldüğünden haberi olmayan annesi Sarı’nın bu sözüyle oğlunun da vurulduğunu anlar. Ne yazık ki iki genç katledilmiştir. Bu olay için yazdığım ağıt. Bunu hiçbir yerde söylemedim, köyde ölenin de öldürenin de yakınları vardı, eski yaraları deşmemek için. Artık üzerinden çok zaman geçti.
Açıklama: "Kaye" lakabı Şarkışla yöresindeki pek çok köyde ağa manasıda, "Kahya" sözcüğünün farklı bir söylenişidir. Bazı köylerde "Kâ" gibi sondaki "a" harfi uzatılarak söylenir.
Ozan hakkında bilgi:
Elmalı köyünden ozan Sürmeli Bostancı...
Kendisi şu an İstanbul'da yaşamaktadır. Yazları köye gelmektedir. Kendine özgü bir tarzda yazılmış pek çok şiiri vardır. Kendi ağzından yaşamına dair kısa bir bilgi şöyledir: “1955 yılında Şarkışla’nın Emlek Karacaören köyünde doğdum, annemi 1 yaşında iken kaybettiğimden bana ne zaman doğduğumu tam tarih olarak söyleyemedi, dolayısıyla ayını gününü bilmiyorum. Babamı da3-4 yaşlarındayken kaybettim. Babamın hiç akrabası olmadığından, Elmalı köyündeki anneannem ve dedem beni ve ablamı yanlarına aldılar. 17 yaşına kadar Elmalı’da yaşadım ve köyüm orası oldu. 1972'de İstanbul'a geldim. Lise 2. sınıftaydım galiba."
Ek (şiir örneği):
Öldükten Sonra
Dostum deyip bir kez selam vermeyen
Kabrime gelmesin öldükten sonra
Kötü günde dostça destek olmayan
Kabrime gelmesin öldükten sonra
Çomak sokmuş ise benim işime
Soğuk su katmışsa pişmiş aşıma
Ne musalla nede mezar başıma
Kabrime gelmesin öldükten sonra
Sözlerimden bir nasihat almamış
Benle ağlamayıp benle gülmemiş
Sağlığımda kıymetimi bilmemiş
Kabrime gelmesin öldükten sonra
Cenaze namazım gelip kılmayan
Namazımı kılıp huzur bulmayan
İmam sorup helalliğim almayan
Kabrime gelmesin öldükten sonra
Söyle bu düşmanlık söyle ki neden
Varken yiyip yokken beni terkeden
Haklı olmasa da yine kin güden
Kabrime gelmesin öldükten sonra
Ozan Sürmeli'yi dostu bilmeyen
Öldüğümü duyup benzi solmayan
Ölümümden bile ibret almayan
Kabrime gelmesin öldükten sonra
Sürmeli Bostancı
4 Eylül / 2018
Derleyen: Deniz Karakurt


