- Fon eki
Kelime kökenine bakıldığında ses anlamına gelmektedir. Aslında bir ek mi, yoksa bileşik kelimelerin ikinci sözcüğü müdür bu da tartışılır. Dünyadaki çok değişik dillerde küçük farklılıklarla yaklaşık aynı yazılışa sahip bir ektir (phon, phone). Bilinen klasik örnekler var: Telefon, Diafon gibi. Ancak "ses" anlamında değil de "konuşan" anlamında kullanıldığı başka örneklerden bahsetmek istiyorum. Frankofon (Fransızca konuşan), Türkofon (Türkçe konuşan), Anglofon (İngilizce konuşan), Hispanofon (İspanyolca konuşan)...
Bu bağlamda bu ek (veya bileşik kelimede ikinci sözcük) bir dili anadili düzeyinde konuşan insanların tamamını tanımlar. Hem o milletin gerçekten ferdi olan bireyleri hem de aynı milletten olmadığı halde anadil olarak veya ikinci dil olarak anadili düzeyinde ortak iletişim dili olarak konuşan insanları ifade eder. Hatta daha geniş bir tanıma göre ortak iletişim dili olarak kullanmasa bile anadil düzeyinde biliyor olması yeterlidir. Dolayısıyla dünyanın herhangi bir yerindeki bu tanıma uyan herhangi birisi de bu sınıflandırmanın içerisinde yer alır.
Örneğin resmi dili Fransızca olan Afrika ülkelerinde yaşayan insanlar Frankofon kabul edilir. Aslında Fransız milletinin bir parçası değillerdir, Fransız vatandaşı da değillerdir çünkü Fransa'da değil kendi ülkelerinde yaşamaktadırlar. Ancak anadilleri Fransızcadır. İngilizce bilen İskoçlar Anglofondur, çünkü büyük bir kısmı hem İskoçça hem de İngilizce bilmektedirler ve İngilizceyi ortak bildirişim dili olarak kullanmaktadırlar. Almanya'da yaşayan Türkler anadil düzeyinde Türkçeyi bilmek kaydıyla Türk vatandaşı olmayıp sadece Alman vatandaşı olsalar bile Türkofon olarak kabul edilirler. Dolayısıyla bu sınıflandırma milliyetten ve tabiiyetten tamamen bağımsızdır.